Hayat Oyununa Sizde Gireceksiniz!

Zaman, her insanın sahip olduğu ve kullanım biçimi ile kişiden kişiye değişiklik gösteren bir olgudur. Zamanın nasıl kullanılacağı tamamen kişinin özgür iradesine bırakılmıştır. Bu noktada bazı insanlar ellerindeki mevcut zaman dilimini değerlendirirler ve gelecekleri için bir şeyler inşa etmeye çalışırlar. Ancak bazı insanlarda mevcut zamanlarını değerlendirmek üzere hiçbir şey yapmadan fütursuzca yaşarlar. Yani gelecekleri için şuan bedel ödemekten kaçarlar. Zamanlarını şuan da verimli kullanan insanlar ise gelecekleri için şuan “mücadele ederek” bir bedel öderler. Neticesinde ise yüksek ihtimalle, mevcut zamanlarını değerlendiren insanlar gelecekte “iyiki yapmışım” diyenlerden olacakken, zamanlarını değerlendirmeyen insanlar “keşke” yapsaymışım diyenlerden olacaktır.

Sizlerin gelecekte keşke diyenler grubuna girmemesi için şuanda çalışmaya başlaması gerekir. Ancak burada sıkıntı olan nokta şu ki; bazı insanlar kendilerinin çalışmasına ihtiyaç duymamaktadır. Çünkü hayatlarında hiçbir zaman keşkeler ile karşılaşmayacaklarını, hayatlarının her zaman şuanda olduğu gibi ilerleyeceği yanılgısına düşmüşlerdir. Mesela kişinin maddi geliri aileden geliyorsa, kişi bu gelen paranın daima geleceğini düşünüyor. Aynı şekilde kişinin, şuandaki maddi ve manevi istekleri karşılanıyorsa, gelecekte de maddi ve manevi isteklerinin daima karşılanacağını düşünüyor. Ta ki gerçekler ile yüzleşene kadar. Öyle ki bir noktadan sonra kişi, hayatının her zaman aynı şekilde ilerlemeyeceği gerçeğinin farkına varıyor. İşte bu noktadan sonra bu kişi için keşkeler başlıyor.

Bu Hayat Her Zaman Böyle Devam Etmeyecek

Günümüzde öyle bir sistem içerisinde yaşamaktayız ki artık okumak, ondan sonra iş bulmak, sonra hayatı düzene sokmak derken yaşımız minimum 25’i bulmaktadır. Bu 25 yaşına kadar ki olan süreçte, her ne kadar bazı işlerle meşgul olduğumuzu düşünsek de (vize sınavlarıymış, final sınavlarıymış vs.) aslında gerçek anlamda bir işle meşgul olmayız ve hayatımız genel olaraktan rahat geçer. Çünkü en başta bir aile geçindirmiyoruzdur. Sadece kendimizi geçindiriyoruzdur ve bizim içinde günlük limit bellidir. Aynı şekilde üzerimizde iş anlamında da herhangi bir sorumluluk yoktur; çünkü okuyoruzdur. Sorumluluğumuz ödevler ve sınavlardan ibarettir.

İşte 15’li yaşlarda başlayan ve “Daha önümüzde üniversite var.” diyerekden kapıldığımız bu rehavet neticesinde hayatın her zaman genel olaraktan rahat geçeceğini, isteklerimizin dışarıdan karşılacağını düşünürüz. Ancak bu konularda tecrübe sahibi olmuş bir insan olarak sizlere şunu söyleyebilirim ki “Hayatınız her zaman böyle devam etmeyecek.” Bundan emin olabilirsiniz. Şuanda yaşadığınız, zamanınızın bol olduğu o rahat hayat bir gün bitecek. Ve işte o zaman kendi kendinizi sorgulamaya başlayacaksınız; “Ben şimdi ne yapıcam?” diye. Bu noktadan sonra gerçek dünya ile karşı karşıyasınızdır ve artık gerçek anlamda hayattan kaçışın olmadığının farkına varmışsınızdır.

Kendi kendinizle yaptığınız içsel sorgulamada sizi strese sokacak en büyük soru “Ben şimdi nasıl para kazanıcam?” sorusu olacaktır. Çünkü şunu fark edeceksiniz ki para olmadan hiçbir şeyiniz ilerlememektedir. Mutlak olaraktan para kazanmanız gerekmektedir. Ardından statü meselesi sizi strese sokacaktır. Kendinize “Ben kimim?” diye sormaya başlayacaksınız; çünkü onca yıldır çevrenizdeki insanların bazılarının taş üstüne taş koyduklarını ve bir yerlere geldiklerini göreceksiniz, bu sizin kendinize “Ben kimim?” diye sormanız neden olacak. Ayrıca insanların büyük çoğunluğunun size karşı davranış sergilerken var olan gücünüze göre davranış sergilediğini fark edecekseniz ve bu doğrultuda yine güç sahibi olmak isteyeceksiniz.

Kısacası hayatın içine girdikten sonra fark edeceksiniz ki eski hayatınız bitmiş durumdadır ve önünüzde bambaşka bir hayat vardır. Bu hayatta ayaklarınızın üzerinde durma görevi tamamen sizin elinizdedir. Önünüzde var olacak olan o bambaşka hayatta “iyi ki yapmışım” diyenlerden olmak için şuanda yaşadığınız o rahat hayatta şu gerçeği içselleştirin; “Bu hayat her zaman böyle devam etmeyecek!” Bu gerçeği içselleştirmeniz, sizin şuandaki rahat hayatınızda harekete geçmeniz ve kendiniz adına faydalı işler yapmanız için önemli bir faktör olacaktır.

Günümüzde fark ediyorum ki okul okuma rehavetine kapılmış ve geleceği üzerine bir şeyler yapmayı bırakmış o kadar çok insan var ki ( özellikle üniversite okuyanlar) sanki bu insanların gelecekleri kendileri tarafından değil de başkaları tarafından hazırlanacak. Bu sorumluluk onların üzerinde değilmiş gibi. Sabahtan akşama kadar LOL oynayanlar, sosyal medyada fütürsuzca zamanını öldürenler, bir tane kız veya erkek arkadaş yapıp sabahını gecesini sadece o kişi ile mesajlaşmaya ayıranlar, popüler kültürün etkisinde kalıp Netflix’te günde 10 saat dizi izleyenler (!) vs.

hayat-oyunu

Bu insanlar bu tarz eylemler ile ellerinde var olan zamanlarını kelimenin tam manası ile çöp etmektedirler. Çünkü boş işlerle meşgul olmanın kişiye hiçbir zaman faydası olmaz. Ve eğer sizler hayatınızı bu tarz eylemler ile geçirir, zamanınızı öldürürseniz, ileride karşılaşacağınız o bambaşka hayatta kaçınılmaz olarak “keşke yapsaymışım” diyenlerden olacaksınız. Ve bu keşkeler sizlere gerçek anlamda acı verecektir. Ancak bazı durumlarda bu keşkeler için iş işten geçmiş olacaktır.

Ayrıca sizlere burada şu konuya da değinmek istiyorum: Boş işleri gerçekleştirmesi çok kolaydır ve kesinlikle övünülecek şeyler değildir. Çünkü boş işleri gerçekleştirmek herhangi bir mücadele gerektirmez. Mesala LOL oyununu günde 20 saat boyunca herkes oynayabilir, herkes çok rahat bir şekilde alkol içebilir, herkes gününün yarısını Netflix’te film izleyeren geçirebilir. Evet bu vb. Eylemleri herkes çok rahat bir şekilde gerçekleştirebilir. Nitekim bu tarz eylemler mücadele gerektirmez ve insan nefsine çok hoş gelir. Beyniniz bu tarz eylemleri gerçekleştirirken dopamin hormonu salgılar. Ancak bu eylemlerin tam tersi olan hedef belirleme, plan yapma, çalışma gibi eylemleri birçok insan gerçekleştiremez. Çünkü bu tarz eylemleri yapmak insan nefsine zor gelir ve mücadele gerektirir. İşte asıl övünülecek eylemler, bu tarz mücadele gerektiren eylemlerdir.

( Bkz: 10.000 saat çalışın)

Bu doğrultuda, Instagram storilerinizde Netflix’ten bir dizi fotoğrafı paylaşıp “Agaaa bitiyorum bu filme yhaaa” demeden önce yaptığınız eylemi bir sorgulayın ve kendinize deyin ki “Bu eylemi yapmak bana ne katacak?” Eğer cevabınız olumlu yönde ise o zaman yaptığınız eylem ile gurur duyabilir ve onu diğer insanlarla paylaşabilirsiniz. Ancak yaptığınız eylem size bir fayda sağlamıyor ise o zaman o eylemi insanlarla paylaşmaktan vazgeçin; çünkü muhtemeldir ki o eylemi dışarıdaki binlerce kişi de yapabilmektedir. Bu övünülecek bir durum değildir!

Burada bazılarınızın aklına şu soru gelmiş olabilir; “Hayatımı sadece gelecek üzerine mi endeksliyim? Şuanımda hiç mi eğlen miyim?” Bu soruyu cevaplamak üzere şunu diyebilirim; Benim burada anlatmak istediğim olay; Hayatınızın büyük bölümünü sizlere fayda sağlayacak eylemler üzerine endekslemeniz, geri kalan zamanınızda eğlendiğiniz aktivitelere zamanınızı ayırmanızdır. Nitekim sizler şuandaki rahat hayatınızda, elinizdeki mevcut zamanınızı sizlere kazandıracak olan eylemlere endekslerseniz, ileride karşılaşacağınız “hayata girme” krizini çok rahat bir şekilde atlatırsınız ve diğer insanlar bedellerini yeni ödemeye başlarken siz ödediğiniz bedellerin meyvesini yersiniz. Ancak şuan ki yaşadığınız o rahat ortamın sonsuza kadar devam edeceğini düşünür ve hayatınızın büyük bölümünü sizlere fayda sağlayacak olan eylemlere değilde, eğlendiğiniz aktivitelere ayırırsanız o zaman “Keşke zamanında şu işi yapsaymışım, çalışsaymışım, elimde onca da zaman vardı.” diyenlerden olursunuz.

Sorunlarınız Sizi Geliştiriyor Mu?

Hayat içerisinde, farkında olunulması gereken en önemli gerçeklerden bir tanesi; sorunların bitmeyeceği gerçeğidir. Nitekim hayat içerisinde daima sorunlar vardır ve sizin de daima sorunlarınız olacaktır. Bu hayatın bir yasasıdır. Ancak burada odaklanmanız gereken nokta; hayat içerisinde daima sorunlarınızın var olması değil, var olan ve var olacak olan sorunların sizlere ne katıp katmayacağıdır. Öyle ki hayatınız içerisinde, mücadele ettiğiniz sorunların sonuçları, sizlere hiçbir fayda sağlamıyorsa o sorunlar, büyük ihtimalle sadece sizin zamanınızı çalıyor ve sizlere zarar veriyordur. Bu durumda, size fayda sağlamayacak sorunları hayatınızdan çıkarmalı ve yerine hayatınıza fayda sağlayacak olan sorunları koymalısınız. Mesela, hayatınız içerisindeki en büyük sorununuz LOL’de en yüksek rütbeli konuma gelmek veya Netflix’teki tüm dizileri izlemekse bu sorunlarınızın yerine, “Yeni bir dil öğrenme” sorununu koyabilirsiniz.

Emin olun ki yukarıda örnekte verdiğim gibi hayatınızda, size fayda sağlamayan sorunları çıkarıp yerine size fayda sağlayacak olan sorunları koyarsanız, aldığınız sonuçlar değişeceği için hayatınıza değişim ve gelişim çok hızlı bir şekilde girecektir. Hayatınıza gelişim ve değişim girmeye başladıkça ise “Eskiden zamanımı ne kadar boşa harcamışım!” diye kendi kendinize sitem etmeye bile başlarsınız. Gelişimin en güzel yanı da budur zaten.

Son olarak sizlere söylemek istediğim, elinizdeki mevcut zamanınızı daima sizlere fayda sağlayacak şekilde değerlendirmeniz yönünde olacaktır. Sakın ola ki “Benim önümde daha çok uzun zaman var.” deyip kendinizi rehavete kaptırmayın. Sürekli olaraktan, sizlere fayda sağlayacak olan sorunlara odaklanın. Çünkü emin olun ki içinde yaşadığınız o rahat hayat bir gün bitecek ve hayat ile baş başa kalacaksınız.  İşte o zaman hayata karşı,  ya geçmişte kazandıklarınız sayesinde “iyiki yapmışım, çalışmışım” diyecek ve o zorluğun üstesinden geleceksiniz ya da “keşke yapsaymışım” diyecek ve bazı şeyleri toparlamaya çalışacaksınız. Ancak unutmayın ki o noktaya geldiğinizde bazı durumları toparlamak için iş işten geçmiş olacaktır. Bu yüzden şuandaki mevcut zamanınızda kendiniz için faydalı eylemlerde bulunun ve geleceğinizde bu faydalı eylemlerinizin meyvesini yiyeceğinizi unutmayın…

Bir cevap yazın