Her Zaman Harika Hissetmeliyim!

Hayat içerisindeki  psikolojik hastalıkların, tehlike oranını belirleyecek bir kriter belirtmemiz istense, benim belirteceğim kriter “Var olan sorunun kendisini fark ettirmemesi” kriteri olur. Nitekim insan, sorununu fark edemez ise çözümünü bulamaz ve bir kısır döngü içine girer. Bu kısır döngünün içine girmiş insan ise gün geçtikçe yıpranır, içinden çıkamayacağı bir girdabın içinde kronik  strese maruz kalır. Bu stres kişinin hayatını tamamen olumsuz yönde etkiler. Bu yüzdendir ki var olan sorunun varlığını fark ettirmemesi, psikolojik bir hastalığın tehlike oranını büyük ölçüde etkiler.

Günümüzde birçok kişide olan ancak bir o kadar da farkına varılamayan, en tehlikeli psikolojik hastalıklardan bir tanesi “Her zaman harika hissetmeliyim” hastalığıdır. Bu hastalığa sahip olan bireylerin en önemli ortak özelliği: “Olumsuz duygulardan herhangi birisini yaşadıkları an “Neden böyle hissettim? veya Neden böyle hissediyorum?” diye kendilerini sorgulamaya, hissettikleri duyguların üzerine düşünmeye başlamaları  ve “Yine eskisi gibi mi hissedicem?” diyerek kaygılanmaya başlamalarıdır.

Bu sorgulamadan ve kaygıdan sonra bu hastalığa sahip bireyler, tekrar bir arayış içerisine girerler ve hissettikleri olumsuz duyguları yok etmek için yine araştırmaya yapmaya koyulurlar. Bu sefer hissettikleri olumsuz duygudan tamamen kurtulacaklarına inanırlar; ama en kısa süre sonra bir bakarlar ki tekrar, araştırma yapmaktadırlar ve yine çözüme ulaşamamışlardır. İşte bu türe ait bireylerde kronik stres bu şekilde başlar; çünkü bir türlü kendilerini “Her zaman harika hissedememektedirler (!)”   Peki tamam, bu insanlar sürekli harika hissetme isteğindeler ama onlarda neden bu şekilde sürekli bir harika hissetme isteği var? Bu soru çok önemlidir; çünkü bu soru, “Her zaman harika hissetmeliyim” hastalığının nedenini açıklar.

YAZI İÇERİĞİ ;

Her Zaman Harika Hissetmeyi İstemenin Nedeni Nedir?

Her zaman harika hissetmeyi istemenin en temel nedeni: Bireyin hiçbir zaman psikolojik acıya maruz kalmayı istememe, isteğinden kaynaklanır. Kişi, hiçbir zaman acıya, yani olumsuz duyguya maruz kalmak istemediği için hissettiği en ufak bir olumsuz duyguda “Şimdi ben neden böyle hissettim?” tarzında düşüncelere girer. Sonrasında bu acıyı yaşamamak için başlar araştırma yapmaya; mesela özgüvenini eksik hissetmişse “Özgüven kazanmanın yolu nedir?” şeklinde araştırma yapar. Bu araştırmadan sonra kendisini biraz iyi hisseder ama sonra hayatın içine girer ve karşılaştığı herhangi yeni bir olay karşısında, doğal olaraktan kendisini biraz güvensiz hisseder ve döner başa tekrardan ” Neden yine böyle hissettim? ” der, özgüven adına araştırma yapmaya başlar.

Bu kısır döngü sürekli bu şekilde devam eder. İşte o en baştaki “Hiçbir zaman acıya maruz kalmama isteği yüzünden” kişi farkında olmasa dahi çok büyük bir problemin içine düşmüş olur. Bu problem, şuan bahsettiğimiz “Her zaman harika hissetme isteğidir.”

Peki bu problem neden bu kadar kötüdür? Bu problemin kötü olmasındaki en önemli etken  “Ben biraz daha araştırma yapayımda, kendimi biraz daha iyi hissedeyim ve kendimi iyi hissettikten sonra harekete geçeğimdir. ” Bu etken neticesinde kişi hiçbir zaman kendisini iyi hissetmeden harekete geçmez, her zaman iyi hissedeceği anı bekler ama şunun farkında değildir ki “Bu hayatta olumsuz duygulardan kaçış yoktur.” Okunulan hiçbir kitap, izlenilen hiçbir video yeni olaylar karşısında hissedeceğiniz olumsuz duyguları yok etmez. Sizlere sadece o an kendinizi biraz daha  iyi hissetmenizi sağlar, o kadar.

Ufak bir mantık silsilesi ile şu gerçeği söyleyebilirim: Hissedilecek olan olumsuz duygulardan hiçbir şekilde kaçış yoksa ve bu olumsuz duygulara rağmen harekete geçmiyor, harika hissedeceğimiz zamanı bekliyorsak, ömür boyu kendimizi iyi hissetmeyi bekleriz. Neticede geçen zaman içerisinde hiçbir varlık kazanamadan hayatımızı sürdürmüş oluruz; çünkü iyi hissetcem diye herhangi bir varlığı kazanmak için harekete geçmemişizdir.

Bu problemin kötü olmasındaki bir diğer önemli neden ise ” Sorun olduğunu belli etmemesidir.” Yani bu hastalığa sahip bireyler, sürekli olarak özgüven, özdeğer ve benzeri duyguların arayışı içerisinde olmayı, doğal bir eylem zannederler. Ancak bu doğal bir eylem değildir, sorunun ta kendisidir. Bu sorun:

  • Kişinin zamanının büyük çoğunluğunu alır.
  • Sürekli stres altında hissettirir; çünkü isteklerine çözüm bulunamaz. Mesela “Ultra özgüven” kazanılamaz, kimsede ultra özgüven yoktur.
  • Kişiyi yetersiz hissettirir; çünkü ne kadar çok manevi varlık kazanılsa da, hala sabit bir şekilde akan özgüven duygusu veya başka olumlu duygu yoktur.
  • Gelişimi engeller; çünkü harekete geçmek için gelmeyecek olan o “İyi hissedeceğimiz anı bekleriz.”

Kısacası, her zaman harika hissetmeyi istemek, kişiye zarar vermekten başka hiçbir amaca hizmet etmez.

Olumlu duygular engebeli bir yolda mı ilerler? Yoksa düz bir yolda mı?

Yaşamımız içerisinde sahip olduğumuz, özgüven, cesaret, özdeğer, arzu, heyecan gibi olumlu duyguların ortak özelliği: Yaşamımız içerisinde bizimle ilerlerken inişli çıkışlı bir yol izlemeleridir. Örnek verecek olursak, harekete geçmede en büyük itici güç olan arzu duygusunu bugün 10 üzerinden 9 oranında hissediyorsak, yarın 10 üzerinden 5 hissedebiliriz. Hayatınızda bunun örneği ile çok karşılaşmışsınızdır. Bu durum oldukça doğaldır. Nitekim bizler insanız ve gün içerisine bizi, duygularımızı etkileyecek birçok yeni olay ile karşılaşmaktayız.

Mesela şuan tüm dünyayı sarmış olan Corana Virüs, ölüm korkusunu sizlere hissettirdi mi? Büyük ihtimalle hissettirmiştir ve gayet doğaldır. Buradan anlayacağınız üzere, dış koşullar bizleri etkiler ve bazı olumsuz diye adlandıracağımız duyguları yaşatır. Bu yüzdendir ki yaşamımız içerisinde hissettiğimiz olumlu duyguların inişli çıkışlı bir yol izlemesi oldukça doğaldır.

her-zaman-harika-hissetmeliyim

Her zaman harika hissetmeliyim, hastalığına yakalanmış bireyler işte bu basit gerçeği anlamamaktadır. Onlar sürekli olarak, sabit bir şekilde akan olumlu duygu seli istemektedir. Her an heyecan, her olay karşısında çivi gibi bir özgüven, her an mutluluk, bitmek bilmeyen bir arzu, hiçbir zaman korku yok (!) Sonrasında ise en ufak bir acıya maruz kalma durumunda “Neden böyle hissettim?” deyip kafayı yemeler. Ve en kötüsü de kafayı yemelerinin nedenini anlayamamaları! Sanki bu isteklerinin doğal olduğunu sanmaları. Sizlere açık ve net bir şekilde söyleyebilirim ki “Her zaman harika hissetmeliyim” isteğinin, kendisi başlı başına bir sorundur.

Genellikle bu takıntılı düşünceye kapılmış insanların, özgüven, özdeğer duyguları gayet yerindedir ama yeni olaylar karşısında hissettikleri kaygı, stres, korku gibi doğal duyguları sürekli olarak “Ben neden böyle hissettim? ” diye kafalarına takmaları sonucunda, gerçek anlamda özgüven duyguları ve özdeğer duyguları düşer. Bu yüzden “Her zaman harika hissetmeliyim” hastalığından kurtulmaları gerekir. Peki bu hastalığın çözümü nedir?

Her Zaman Harika Hissetmeliyim Hastalığından Nasıl Kurtulunur?

  • Bu hastalıktan kurtulmak için ilk olarak, yaşam içerisindeki olumsuz duyguların varlığını kabul etmek ve bu duygulardan kaçınılamayacağı gerçeğini anlamak gerekir.

Her zaman harika hissetmeliyim hastalığının en büyük nedeni: yukarıda açıklamış olduğum üzere; “Hiçbir zaman acıya maruz kalmama isteğiydi.” Eğer bu isteğinizden vazgeçerseniz ve hayat içerisinde acıdan kaçınılamayacağı gerçeğini kabullenirseniz, artık sükunetli bir şekilde kendinizi acıya maruz bırakırsınız. Kendinizi acıya maruz bıraktıkça, acının üzerinizdeki etkisi azalmaya başlar ve neticede acıya karşı duyarsızlaşırsınız. Buna gelişim denir. Ancak, “Kendimi iyi hissedeyim ve sonrasında harekete geçeyim” derseniz ve sürekli olarak kendinizi iyi hissetmek için bir arayış içerisinde olursanız, harekete geçemezsiniz. Harekete geçemediğiniz için acıya maruz kalamazsınız, acıya maruz kalamadığınız için gelişemezsiniz.

( Bkz: Gelişim Nasıl Başlar? )

  • Olumsuz duygulardan kaçış olmadığını kabul etmenin bir diğer avantajı ise özgüven arayışınıza son vermek olacaktır; çünkü devamlı olarak özgüven arayışı içerisinde olan insanların bu arayışlarının sebebi yine acıya maruz kalmama isteğidir. Yani onlar özgüven kazanıp, sonrasında kaygı duydukları olaylar ile yüzleşmeyi isterler. Bir nevi acıdan kaçarlar. Olumsuz duygulardan hiçbir şekilde kaçınılamayacağı gerçeğini anlamış bir insan, artık  sürekli olarak yaptığı özgüven arayışına son verir ve gönüllü olarak acıya maruz kalmaya başlar.
  • Tüm duyguların, yaşam içerisinde ilerlerken engebeli bir şekilde ilerlediklerini  bilincinde olmak, “Her zaman harika hissetmeliyim.” isteğinize son verir. Nitekim, bu takıntılı isteğe maruz kalmış insanlar, garip bir şekilde her an özgüven, her an heyacan gibi duygular istemektedir. Ancak bu istek hayatın yasasına terstir. Hayatta sabit bir şekilde akan, duygu durumu yoktur. Duygular inişli çıkışlı ilerler. Ayrıca unutmamak gerekir ki bizler insanız ve paslanma özelliğimiz mevcut, gün içerisinde 3 farklı yerde konuşma yaptıktan sonra 4.cü konuşmanız size çok kolay gelir. Ancak, 2 ay hiç konuşma yapmasanız ve sonra topluluk önüne çıksanız doğal bir şekilde bazı olumsuz duyguların etkisi altında kalırsınız.
  • Her zaman harika hissetmeliyim hastalığını yenmek için atmanız gereken en önemli adımlardan bir tanesi de “Özgüven, özdeğer” gibi olumlu duyguları çok fazla kafaya takmamak, çok fazla istememektir.  Nitekim hayat içerisinde hangi varlığı çok fazla isterseniz, kafanıza takarsanız o varlığı biliçaltı düzeyde büyütmeye başlarsınız ( İstediğiniz varlık maddi veya manevi olsun fark etmez ) Herhangi bir varlığı bilinçaltı düzeyde büyütmeye başladıkça ise kendinizi güçsüz hissetmeye başlarsanız, karşısında güçsüz hissettiğiniz bir varlığa ise sahip olmanız doğal olaraktan çok zorlaşır. Bu yüzden, özgüven, özdeğer, özsaygı gibi olumlu duyguları kazanmak için planlı bir şekilde mücadele edin ama “Ben ultra özgüven sahibi olmalıyım, Bende süper özgüven olmalı” gibi düşüncelere girerekten kendinizi yiyip bitirmeyin. Nitekim bu davranış size sadece zarar verir.

 

 

 

 

 

“Her Zaman Harika Hissetmeliyim!” üzerine 2 yorum.

  1. Siteniz gerçekten çok güzel. Fazlasıyla farkındalık içeren konu ve bakış açıları mevcut. Bu tür konularda yazan çok ama olaya hakiki manada bakan az diye düşünüyorum ve bu site bu anlamda çok hoşuma gitti. Emeğinize sağlık.

Bir cevap yazın