Sevgisizlik: Psikolojik Problemlerin Temel Sebebi!

Sevgisizlik veya değersizlik, erken çocukluk yıllarında başlayan, bizim kontrolümüz altında olmadan oluşan bir duygu ve inanç durumudur.  

Burada “bizim kontrolümüz altında olmadan oluşan” cümlesinin özellikle altını çizmek istiyorum. Çünkü bebeklik ve erken çocukluk yıllarımızda bizim bilinçli zihnimiz henüz  gelişmemiştir. Ancak bilinçaltı zihnimiz aktif bir şekilde çalışmakta ve o yaşlarımızda hissettiğimiz duygular ve bu duygular doğrultuda oluşturduğumuz inançları kaydetmektedir. 

Yani küçük bir çocuğun doğduğu aile, o küçük çocuğa sevgi göstermeyecek bir yapıdaysa o çocuk daha henüz hayatının ilk yıllarında sevgisizlik, bir diğer anlamı ile değersizlik duyguları ile karşılaşacak, bu doğrultuda bir inanç geliştirecek ve ileride yüksek ihtimalle “sevgisiz büyüyen insan” kategorisine dahil olacaktır ki bu bizim toplumumuzda nadir rastlanılan bir durum değildir.

sevgisizlik
Psikoloji sevgisizlik

Kısacası sevgisizlik duygu durumu ile eğer çocuğuna değer gösteren, sağlıklı bir aile ortamında büyümediysek çok küçük yaşlarda karşılaşırız ve sevgisizlik, değersizlik duyguları ile büyürüz ve bu bizim kontrolümüzde değildir. Nitekim ailemizi biz seçemeyiz.  Bilinçli zihnimiz gelişmediği içinde onlardan aldığımız telkini geri çeviremez hemen kabul ederiz. 

Peki sevgisiz, yani öz sevgi eksikliği ile büyümemizin neticesinde ne olur? Sevgisizlik, sevgisiz büyümek neden psikolojik problemlerin temel sebebidir? 

Sevgisizliğin Sonuçları 

Sevgisizliğin sonuçlarını anlamak için ilk olarak şunu anlamamız gerekmektedir; “hayat içerisinde her şeyde olduğu gibi duygu durumlarımız arasında da doğrudan bir bağlantı vardır” Duygularımız öylesine kendiliğinden şekillenmez! 

Sevgisizlik durumunun, duygusunun doğuracağı diğer sonuçlar; özgüven eksikliği, kendini kabul edememe, benlik duygusunu ortaya koyamama, rezil olma korkusunu şiddetli yaşama gibi duygu ve durumlardır. 

Sevgisizlik neticesinde bu duygu ve durumların ortaya çıkmasının temel sebebinde ise sevgisiz büyümüş insanın kendisini değersiz hissetmesi, görmesi yatmaktadır.

Şimdi şu şekilde düşünün; bilinçaltı düzeyde kendisini değersiz gören ve hisseden bir insan otomatik olarak diğer insanları büyütme eğiliminde olur. Çünkü kendisi değersiz biridir, yani diğer insanlardan bilinçaltı düzeyde kendisini daha aşağıda görmektedir. Değersizlik duygusunun insandaki tezahürü budur. 

Peki şimdi asıl sorumuza gelelim, sizce kendisini değersiz hisseden bir insan, bilinçaltı düzeyde kendisini diğer insanlardan daha aşağıda gören bir insan öz güveni yüksek bir insan olabilir mi? Sosyal ilişkilerinde benlik duygusunu  ortaya koyabilir mi? Söylemek istediklerini rahat bir şekilde dile getirebilir mi? Pek tabii hayır! Çünkü yukarıda dediğim gibi kendisini değersiz görmektedir. Kendisini değersiz gören bir insan bunları nasıl yapabilecek veya nasıl özgüven sahip olabilecek ki?

Devam edersek, öz sevgi eksikliğinden ötürü öz güveni olmayan bir insanın bu eksikliği kapatmak adına uyuşturucu maddelerine başvurma ihtimali yüksek midir? Ona zarar veren arkadaşlarının olmasına rağmen sırf kendilerini seviyor diye onlarla arkadaşlıklarını devam ettirme ihtimali yüksek midir? Pek tabii yüksektir. Nitekim bir insan ya içeriden kendisini olduğu gibi değerli hisseder, kendisini sever ya da  bunu dışarıdan arar ve onu bulduğunda o sevgi ona zarar verse dahi bırakmak istemez. 

Bakın bir sevgisizlik duygusu, inancı neticesinde kişinin hayatında neler neler olmaktadır. İşte ben bu sebepten ötürü, sevgisizlik, öz sevgi eksikliği tüm psikolojik problemlerin temel sebebidir dedim.

Tabii burada şuna katılıyorum, hayattaki her psikolojik problemi sevgisizlik durumuna bağlayamayız. Ancak özsevgi eksikliği hayattaki birçok problemin temel yapı taşlarından bir tanesidir.

Mesela 30 yaşına gelmiş ama hala  kendisini ailesine kanıtlamaya çalışan ve onların onayını almaya çalışan, onlardan “aferin” kelimesini duymaya çalışan bir bireyi düşünün. Bu bireyin bu davranışlarının altındaki temel sebep nedir? Değer görme, sevilme ihtiyacının olma ihtimali var mı? Tabi ki de var. Nitekim bir çocuk küçükken en çok ailesinden sevgi görmek ister. Eğer çocuk küçük yaşlarda bunu göremez ise hayatının diğer yıllarında, yetişkin bir insan olduğundan dahi bu sevginin peşinden koşabilir. 

Sevgisizlik durumunun oluşturduğu değersizlik duygusunun en kötü yanlarından bir tanesi de kişinin kendisini değerli hissetmediği için sürekli olarak dışarıdan değer aramaya çalışmasıdır. Yukarıda vermiş olduğum örnekte olduğu gibi bu aile içerisinde değer aramak olabileceği gibi aile dışında da değer aramak olabilir.

Mesela arkadaş ortamı bunların en başında gelir. Kişi sırf ona değer veren arkadaşlarını kaybetmemek adına istemediği halde bazı işleri yapabilir veya dahil olmak istemediği bir plana onları kaybetmemek adına hayır diyemeden katılabilir. Çünkü eğer hayır derse arkadaşlarını kaybedebilir. Peki arkadaşlarını kaybederse ne olur? Tabi ki de onlardan aldığı o değeri alamaz. Kişi işte sırf bu değeri, sevgiyi kaybetmemek adına, ilişkileri içerisinde sürekli olarak kendisinden taviz verir. Bu durumda kişinin sağlıklı ilişkiler geliştirmesine engel olur.  

Kısacası dostlarım şunu söylemek istiyorum ki psikolojik problemlerin birçoğunun temelinde sevgisizlik, kişinin öz sevgi eksikliği vardır. Öz sevgi eksikliği öyle bir durumdur ki yukarıda anlattığım üzere birçok farklı olumsuz duygu ve duruma sebep olur. Bu yüzden de öz sevgi eksikliğinin giderilmesi gerekir. Eğer sizlerde öz sevgi, öz değer eksikliğinizin olduğunu düşünüyorsanız ve bu durumdan kurtulmak için neler yapabilirim? diye soruyorsanız o zaman sizlere kesinlikle şuradaki ve şuradaki makalelerimi okumanızı öneririm. 

Ayrıca makalenin sonuna gelmişken şunu da belirtmek isterim ki eğer evinizde küçük bir çocuğunuz veya kardeşiniz var ise ona sevginizi gösterin. Burada sevginizi göstermek için onun anlattığı bir olayı bile dinlemeniz yeterlidir. İlla ki ona onu sevdiğinizi söylemenize gerek yok. Unutmamak gerekir ki bir çocuğun en temel ihtiyaçlarından bir tanesi ailesi tarafından onaylanmak ve sevilmektir. Aşırıya kaçmadan onu sevdiğinizi ve doğru hareketlerinde onu onayladığınızı belli edin. Bu çocuğun ileride çok daha sağlıklı bir psikolojiye sahip olmasına neden olur. 

“Sevgisizlik: Psikolojik Problemlerin Temel Sebebi!” başlıklı makalemin sonuna geldik. Umarım sizlere yardımcı olabilmişimdir. Aklınıza takılan yerleri yorum kısmında belirtebilirsiniz. 

 

 

 

 

“Sevgisizlik: Psikolojik Problemlerin Temel Sebebi!” üzerine 5 yorum.

  1. Dostum merhaba
    Ben insanların bana karşı olan davranışlarına çok duyarlıyım
    Ha şöyle davrandı ha böyle davrandı diye sürekli davranışları takip ediyorum
    Dolayısıyla insanların bana karşı olan davranışları beni çok rahatsız ediyor bu davranışlar; umursamaz tarzda, sen sus boş ver tarzında, işte uğraşılan ciddiye çok alınmayan tarzda
    Ama bu bir çok insan tatafından maruz kaldığım bir davranış sorunum neyden kaynaklandığını bilemiyorum tam
    Benden kaynaklanıyor gibi
    Makalede yazılan uygulamaları yapmaya çalışsam dahi yine aynı davranışlara maruz kalınca tüm şevkim kırılıyor
    Boşa uğraşıyor muşum gibi hissediyorum
    Değer hissini sanki maruz kaldığım davranışlara indirgemişim gibi

    başka insanlara gösterilen davranışlarla bana gösterilen davranışlar çok farklı yani
    Neler tavsiye edersiniz

    1. İnsanalrın sana olan davranışlarını yine sen belirlersin. Rezil olma korusu, değersizlik duygusu, ögzüven yazılarımı oku. İstediğin şeylerden yeterince bahsettim.

  2. Selam. Son zamanlarda okuduğum – ve açık bir Türkçe ile yazılmış. Her zaman okunulacak bir makale. Paylaşımınız İçin teşekkür ediyorum .SYG

  3. Normalde ailem hep bana düşkün insanlardı ama ben çocukken bilgisayarla tanışıp kendimi hem ailemden hem de tüm sosyal ortamlardan kısıtladım. Çok uzun süre benim için bilgisayar gerçek hayatın çok önündeydi.
    Şimdi de sosyal sıkıntılarını çekiyorum. Bunu nasıl aşabilirim? Dediğim gibi sevgisiz büyümedim normalde ama o sevgiyi almamayı tercih ettim sürekli.
    Ve şimdi hiçbir yere ve hiç kimseye ait değil gibi hissediyorum.

Bir cevap yazın