Hamama Giren Terler

Hamama giren terler atasözü, diğer atasözlerimiz gibi, önemli bir gerçeğin toplum tarafından fark edilmesi ve kabul edilmesi sonucunda söylenmiş bir atasözüdür.

Bu atasözünün kim tarafından ve kaç yılında söylendiğini bilemesek de bildiğimiz ve fark ettiğimiz bir gerçek var, o gerçekte; Hayatın yasalarının zaman, koşul, mekan fark etmeksizin, her daim aynı şekilde işlediğidir.

Nitekim bu söz, geçmiş yıllarda nasıl ki gerçeği anlatıyorsa, günümüz dünyasında da aynı gerçeği anlatmaktadır. Ve bu gerçek, hayatın yasası gelecekte de varlığını devam ettirecektir.

Hamama giren terler atasözünün anlamını iyi anlamamız ve  kabul etmemiz bizleri, fark edemediğimiz büyük bir stresten kurtaracak ve olaylar karşısında daha az terlememize neden olacaktır. Çünkü, bu sözü iyi anlamamız ile birlikte, hayatımız içerisinde belirsizliklere, olumsuz duygulara, zorluklara karşı şikayet etme, sitem etme, mızmızlanma gibi davranışlar yerini, sükunetli bir kabul edişe bırakacaktır.

Bu kabul etme eylemi neticesinde, olaylara karşı iki davranış biçiminden birisini sergileyeceksiniz; Ya harekete geçeceksiniz ya da harekete geçmeyecek ve yapmak istediğiniz eylemden vazgeçeceksiniz.

En önemlisi de bu kabul ediş; sizi  şikayet etme gibi saçma bir eylemden kurtaracaktır. Nitekim siz bir gerçeğin farkına varmış olacaksınız. Bu gerçek, hayata karşı şikayet etmenizi engeller.

Yaşamımız içerisinde, bizlerin davranışlarını oluşturan, en temel etken hissettiğimiz duygulardır. Genellikle, hissettiğimiz olumlu duygular neticesinde harekete geçer, olumsuz duygular neticesinde ise, harekete geçmeyiz.

Mesela, sevgi duygusunu hissettiğimiz bir insanla buluşmak için, uzun mesafeler kat ederken, korku duygusunu veya stres duygusunu hissettiğimiz bir olaydan, kaçarız. Bu tamamen insani bir olaydır.

Peki bizler, olumsuz duygular olan “korku, stres,  bunalım, kaygı” gibi duygulardan neden kaçmaya çalışırız? Veya neden bu duyguları yaşamak istemeyiz? Hiç düşündünüz mü? Düşünmediyseniz ben sizlere açıklıyım; Olumsuz duyguların hepsi özünde bizlere acı verir. Doğamızda ise acıdan kaçmak vardır.

Stresli hissetmek insana acı verir, korkmak insana acı verir, sürekli kaygılı bir ruh halinde olmak insana acı verir.

Bu yüzdendir ki  insanlar, genel olaraktan acı verici eylemlerden kaçar. Misal, öğrencileri %90’na varan bir kesimi ders çalışmak istemez, bundan zorlanır.

Üniversite okuyan yakın tanıdığınız varsa eğer sosyal medya paylaşımlardan bunu anlayabilirsiniz; “Final haftasına ölümmmm, Bitsin artıkkkkk, Benden bu kadar ” gibi saçma paylaşımlar yaparlar. Öğrencilerin ders çalışırken zorlanmalarının nedeni: Ders çalışmanın onları stresli hissettirmesinden kaynaklanır.

hamama-giren-terler
Hamama giren terler

Hayatın özünde, olumsuz duygular vardır ve var olmaya devam edecektir. Önemli olan bizim bu duygulara karşı tutumumuzun ne olacağıdır. Yanlış tutum, sizin başarısızlığınıza ve hayattan zevk alamamanıza yol açar. Peki olumsuz duygulara karşı yanlış tutumlar nedir?

  • Bu duyguları yok etmeye çalışmak
  • Bu duyguları hissedeceğimiz eylemlerden kaçınmak

Bu tutumlar neden yanlıştır? İlk madde üzerinden başlamam gerekirse hayat içerisinde “Duyguların yok olması” diye bir durum söz konusu değildir. Hiçbir duygu yok olmaz. Sadece hissedilen dozu azalır.

Tabii hissedilen dozunun azalması içinse doğru tekniklerin uygulanması gerekir. Aksi  takdirde bir duygudan kurtulcam derken, tamamen o duygunun içerisine düşebilirsiniz.  Zaten birçok insanda hissedilen “Olumsuz duyguları yok etmeye çalışarak” farkında olmadan hissettiği olumsuz duyguların daha da dibine batar.

Bu olayın işleyiş mekanizması şöyledir: ” İnsan neye odaklanırsa, odaklandığı şeyi büyütmeye başlar. Ve insan, neyi büyütürse, büyüttüğü şeyin karşısında kendisini güçsüz hisseder.” Yani aslında siz bir duygudan kurtulmaya çalıştıkça, farkında olmadan o duyguyu odak noktanız yaparsanız ve o duygu karşısında gittikçe daha güçsüz hissetmeye başlarsınız.

Mesela stres duygusundan kurtulmaya, onu hissetmemeye çalıştıkça daha stresli olursunuz. Çünkü, bilinçli olarak fark etmesenizde bilinçaltı düzeyde “stresi” büyütürsünüz.

Bu yüzden, olumsuz duyguları hissetmemeye  veya bu duyguları yok etmeye çalışmak yanlış bir tutum içerisinde olduğunuzu gösterir.

İkinci maddede olan “Olumsuz duyguların hissedileceği eylemlerden kaçınma” tutumu ise tamamen konfor alanı içerisinde yaşamak anlamına gelir. Konfor alanı içerisinde yaşamak ise hiçbir şekilde konforlu değildir.

( Bkz; Konfor Alanı Nedir? Nasıl Çıkılır?)

Olumsuz duyguların hissedileceği eylemlerden kaçınarak, hayatta hiçbir varlık kazanamazsınız. Nitekim hayatta sizi bir yerlere getirecek, size maddi veya manevi varlıklar kazandıracak eylemlerin hepsinde olumsuz duyguları hissedersiniz.

Mesela herhangi bir hedef doğrultusunda çalışmak, nefsinize ters gelen, sizi strese sokacak  bir  eylemdir. Ancak bir hedef doğrultusunda çalışmanın sizlere kazandıracağı çok fazla varlık vardır. İlk olarak, bir hedef doğrultusunda çalışmak, sizlere fark edemediğiniz, ama hayatınızı yöneten bazı manevi varlıkları kazandırır.

Bunlara örnek vermem gerekirse ” Özdisiplin, özdeğer, özgüven ” gibi. Tabii bu manevi varlıkları, doğrudan değil dolaylı yoldan kazanırsınız. Ayrıca  hedefiniz doğrultusunda maddi varlıklar da kazanırsınız.

Fark ettiğiniz üzere size kazandıracak olan eylem için ödemeniz gereken bedellerden bir tanesi stres duygusuna maruz kalmaktır. Tabii çalışma sırasında stres duygusu sürekli var olmaz, ilk başta kendisini gösterir, sonra yok olur.

Önemli olan o ilk andaki stres duygusuna karşı sabır göstermektir.

Hayatınız içerisinde, arzularınıza ulaşmak için bazı zorlu eylemleri gerçekleştirmeniz gerekecek. Bu zorlu eylemleri gerçekleştirirken, kendinizi bazen korkmuş, bazen bunalmış, bazen stresli hissedeceksiniz.

Siz bu olumsuz duyguları hissettiğiniz için yapmanız gereken eylemlerden vazgeçerseniz, arzularınızdan vazgeçmiş olursunuz. Bu yüzden olumsuz duyguları hissedeceğiniz eylemlerden kaçınma tutumu yanlış bir tutumdur. Peki olumsuz duygulara karşı  doğru olan tutum nedir?

Doğru olan tutum, en kısa deyimiyle, “Hamama giren terler” düşüncesini kabul etmektir. Nitekim, bu düşüncenin kabulü ile birlikte eylemler esnasında hissedeceğiniz olumsuz duyguları, kabul ederseniz.

Bu kabulün neticesinde ise olumsuz duygulara rağmen eylemlerinizi gerçekleştirirsiniz. Bu davranış şekli, sizi hayata sıradan bakan  insanların  önüne geçirecektir. Çünkü sıradan insanlar hissedecekleri olumsuz duyguları yaşamamak için mücadeleden kaçarken, siz sahip olduğunuz tutum sayesinde size kazandıracak olan eylemleri şikayet etmeden yapmaya başlayacaksınız. Başarılı insanların yaptığı gibi.

YAZI İÇERİĞİ ;

Hamama Giren Terler / Sıradan İnsanın Anlayamadığı Nokta

Sıradan insanın anlayamadığı nokta, bir işe girişileceği zaman, kaçınılmaz olarak o işin zorluklarıyla karşılaşacağı gerçeğidir. Bazı insanlar bu gerçeği hiçbir şekilde anlamaz ve kendi kendine yüklenir durur. Misal özgüven konusunda yetersiz hisseden bir insanın, özgüven kazanmak için harekete geçmesi neticesinde, ilk başlarda olumsuz duygular hissetmesi ve bu olumsuz duygulara kafayı çok takarak “Ben neden böyle hissediyorum yaa” diye kendi kendine sinirlenmesi gibi.

Bu insan “Hamama giren terler” tutumuna sahip olsa, kendisine hiçbir zaman bu şekilde yüklenmez. Çünkü bilir ki  yıllarca konfor alanı içerisinde yaşamıştır ve buradan çıkmak ilk başlarda, güle oynaya olmayacaktır. İlla ki  harekete geçtiği ilk zamanlarda zorluk çekecektir.

Ancak kişinin hissettiği bu olumsuz duygular kademeli olarak aşağıya doğru inecektir.  İşte sıradan insanın anlayamadığı nokta budur, o zihin dünyasında sürekli olaraktan ben neden böyle hissediyorum diye düşünür durur.

Hayatınız içerisinde, yeni bir eyleme başlayacağınız zaman zorlanacağınızı, yorulacağınızı, kaygılanacağınızı, stresli olacağınızı kabul edin. Çünkü sorumluluk aldığınızda veya yeni bir girişimde bulunacağınızda kaçınılmaz olarak, bu duygulara maruz kalacaksınız. 

Bu duygular ile çatışmak, bu duyguları inkar etmek, bu duygulardan kaçmaya çalışmak sizlere hiçbir zaman kazandırmayacaktır. Sizlere kazandıracak olan, bu duyguların hayatın bir gerçeği olduğu  ve bu duygulara rağmen hareket etmenin gerekli olduğu gerçeğidir.

Olumsuz Duyguları Hissetmek Gayet Doğaldır

Olumsuz duyguları hissetmek doğaldır, doğal olmayan ise “Ben neden böyle hissediyorum???” deyip, kafayı yemektir.

  • Hayatında daha önce topluluk önünde hiç konuşma yapmamış bir insanın, heyecanlanması, kaygılanması doğaldır.
  • Günde 10 saat boyunca bir hedef doğrultusunda çalışmak ve  günün sonunda yorgun düşmek gayet doğaldır.
  • Yeni bir işe, eyleme başlayacağınız zaman stresli olmak doğaldır.
  • Belirsizliklerin karşısında korkmak doğaldır.
  • Konfor alanı dışına çıkınca kaygılı hissetmek doğaldır.
  • Sorumluluk aldığınızda stresli hissetmek doğaldır.

Kısacası bu ve benzeri durumların sonucunda olumsuz duygulara maruz kalmanız gayet  doğaldır. Size düşen görev hissettiğiniz veya hissedeceğiniz bu duygulara karşı gayet, sükunetli bir kabul ediş olmalıdır. Çünkü doğal olan budur. Zannetmeyin ki  bir hedef doğrultusunda günde 10 saat çalıştıktan sonra yorulmayacaksınız. Zannetmeyin ki sorumluluk aldığınızda kendinizi gayet rahat hissedeceksiniz. Yok öyle bir dünya ! Omuzlarınıza bir yük bindiğinde ister istemez, bu yükün altında ezileceksiniz. Bundan kaçışınız yok.

Bu yüzden, bazı eylemlerin sonucunda hissedeceğiniz duygulardan kaçamayacağınız için, bu duyguların varlığını kabul etmek, sizin çok daha rahat olmanıza neden olacaktır.

( Bkz; Duygusal Olmanın Zararları)

Hiçbir Zaman Kolay Olmayacak Ta Ki Başlayana Kadar

Hayatınız içerisinde, size zor gelen, sizi strese sokan bir eylemin, artık kolay gelmesini istiyorsanız yapmanız gereken tek şey istemediğiniz halde  o eylemi yapmaya başlamanızdır.

Size zor gelen bir eylemi yapmaya başladıktan sonra, artık o eylemi gerçekleştirmek size zor gelmez.  Çünkü ilk adımı atmak, daima üzerinizdeki ataleti kırar.  Sonrasında ise zaten size zor gelen o eylemi artık zevk alarak yapmaya başlarsanız. 

Ancak ertelerseniz, yapmakta zorlandığınız o eylem, gittikçe sizlere daha zor gelmeye başlayacaktır.

Ben çevremde öyle insanlar var ki birisi 2 yıldır sigarayı bırakmayı düşünüyor, diğeri 6 aydır KPSS’ye hazırlanacak, bir diğeri bilmem kaç yıldır araba parası biriktirmeye başlayacak vs. Eminim sizin çevrenizde de hayatı erteleyerek yaşayan birçok insan vardır.

Bu insanların  ortak sorunu: Başlamayı zor gördükleri eylemleri sürekli olaraktan ertelemeleridir. Bir nevi kaçmaları da diyebiliriz. Ancak, bu kaçışın  ucu sonu yok ! Gerçekleştireceğiniz bir eylem sizlere olumsuz  duyguları hissettirecekse, bir kere hissettirecek. Sonrasında ise o işten zevk almaya başlayacaksınız. 

Ancak her gün o eylemi erteler, o eylemden kaçarsanız, kendinizi her gün bunalmış hissedeceksiniz. Ve en kötüsü de “O eylemi yapmak gittikçe daha da zor gelmeye başlayacak.”  Çünkü hayat bir sorun yumağıdır. Siz karşınıza gelen sorunları çözdükçe, karşınıza yeni sorunlar da çıkacaktır.  Eğer siz bugünün sorunlarını yarına bırakırsanız, yarın bir sorununuz varken, 2 sorununuz olacak ve bu zincirleme devam edip gidecek. En nihayetinde ise olacak olan zihnen çökmüş bir insan !

Bu yüzden, hayatınızda daima çözüm odaklı çalışın. Olumsuz duygular hissedeceğiniz eylemlerden kaçmayın veya bu duyguları hissedeceğinizi inkar etmeyin . Eğer bu duygulardan kaçarsanız, hayatınız konfor alanı içerisinde geçecektir.

Bu durumda aradan 20 yıl geçse bile aynı yerde olacağınızı işaret eder. Nitekim, yaşamınız içinde gelişim, olumsuz duygulardan sonra başlar. Bu durumu aşağıdaki linkte ayrıntılı bir şekilde açıkladım;

( Bkz: Gelişim Nasıl Başlar?)

Gerçekleştireceğiniz eylemler esnasında hissedeceğiniz olumsuz duygulara karşı doğru olan tutum: “Hamama giren terler” mantığını kabul etmektir. Bu tutum, hayatınız içerisinde çok daha yapıcı davranışlar sergilemenize neden olacaktır.

Hamama Giren Terler / S.S.S 

Hamama Giren Terler Anlamı

Dostlar bu atasözü ile asıl anlatılmak istenen aslında bir işe girişeceğiniz zaman veya bir işe başlayacağınız zaman daima bazı bedeller ile karşı karşıya kalacağınız ve bazı bedelleri ödeyeceğiniz gerçeğinin farkına varmanızdır. 

Mesela çok iyi bir vücuda mı sahip olmak istiyorsunuz o zaman haftanın 5 – 6 günü spora gitmeyi, kaslarınıza acı verecek olan o ağırlıkları kaldırmayı göze almalısınız. Ee derseniz ki ben o ağırlıkları kaldırmadan vücut yapmak istiyorum, bunun bir yolu yok mu? Tabi ki de yok. Çünkü hamama giren terler 🙂 

Hamama Giren Terler Atasözü Mecaz Mı Gerçek Mi?

Bu söz gerçek anlamda kullanılan bir sözdür. Nitekim hamama giren gerçekten terler. Ancak bu söz ile verilmek istenen bir mesaj vardır. Bu mesaj ise “her şeyin bir bedeli olduğu, eğer bazı şeylere kavuşmak istiyorsak bu bedellere katlanmamız” gerektiğidir.

“Hamama Giren Terler Atasözünün Anlamı” başlıklı makalemin sonuna geldik. Umarım sizlere yardımcı olabilmişimdir. Aklınıza takılan yerleri yorum kısmında belirtebilirsiniz. 

 

Bir cevap yazın