İnsanın hayatındaki mevcut koşullarının, hissettiği duygular ve inançları üzerinde çok büyük bir etkisi vardır. Mesela cebinde hiç parası olmayan bir insan ile çok fazla paraya sahip olan bir insanın kendileri hakkındaki inançları ve hissettikleri duygular oldukça farklıdır. Cebinde hiç parası olmayan insan, kendisinin fakir olduğu inancına sahip olmaya meyilli iken cebinde çok fazla parası olan insan kendisinin zengin olduğu inancına sahip olmaya meyillidir. Aynı şekilde parası olmayan kişi daha çok “aşağılık kompleksi” ne sahip olmaya meyilli iken parası olan kişi bu duyguyu pek fazla meyilli değildir. Ancak tabi ki bu durumların istisnaları vardır.
Bazı insanlar çok zengin olmasına rağmen kendilerinin fakir olduğunu düşünebilir; ancak genel olarak dan hayatımız içerisindeki mevcut koşulların bizim üzerimizde oldukça büyük bir etkisi vardır. Mesela başka bir örnek verecek olursam eğer ağır bir hastalığa yakalansanız, kendinizin genetik olarak dan güçsüz olduğunuzu düşünmeye başlarsınız. Veya yolda yürüyorken yanınızdan geçen 10 kızdan yarısının size bakması sonucunda kendinizin yakışıklı olduğunu düşünmeye başlarsınız.
Yani aslında demem şudur ki “mevcut koşullarımız istesek de istemesek de” bizim duygularımızın ve düşüncelerimizin üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Hatta bu iddiamı kanıtlar nitelikte son olaraktan şu örneği de verebilirim; Yapılan araştırmalara göre Instagram kullanıcılarının %32’si kendisini depresif hissettmektedir. Bunun nedeni ise Instagram’da kendi hayatlarını, yani mevcut koşullarını sürekli olarak dan diğer insanların hayatları ile kıyaslamalarından kaynaklanmaktadır. Bu da aslında birçok kişinin mevcut koşulları yüzünden olumsuz düşüncelere ve duygulara sahip olduğunu göstermektedir. Bu doğrultuda sizlere diyebilirim ki hayatımız içerisinde olumlu inanç (kendimiz hakkında) ve duygulara sahip olmak istiyorsak eğer muhakkak ki mevcut koşullarımızı değiştirmemiz gerekir. Peki mevcut koşullarımız nasıl değişir?
YAZI İÇERİĞİ ;
Koşullarınızın Değişmesini İstiyorsanız Davranışlarınızı Değiştirmeniz Gerekir
Hayatınızdaki mevcut düzeni değiştirmek için yapmanız gereken davranışlarınızı değiştirmektir. Mesela sosyal çevreniz çok az ve insanlar ile iletişime kapalıysanız ve bu mevcut koşulunuz size “yalnız” hissettiriyorsa hatta kendinizi sosyal fobik birisi olarak görmeye başladıysanız, bu koşulunuzu, durumunuzu değiştirmek için yeni davranışlar sergilemeniz gerekmektedir. Bu davranışlara örnek olarak;
-
İnsanlara selam vermek
-
Sosyal ortamlara girmek ( Kurs gibi)
-
Tanımadığınız insanlar ile sohbet etmek
-
Vb.
davranışlar sergileyebilirsiniz. Bu yeni davranışlar sizin mevcut koşulunuzu değiştirecek ve neticesinde kendisinizin “sosyal” birisi olduğuna inanmaya başlayacak ve hissedeceksiniz. Ancak hayatımızı değiştirme konusunda davranışlarımızı değiştirmek ne kadar etkili bir yöntem olsada ( “Davranışlarımızı değiştirmek genetik yapımızı bile değiştirir” İzlemek için tıklayın) birçok insan davranışlarını değiştiremez. Çünkü genel olaraktan düşünceleri, yani bakış açıları buna müsaade etmez. Ve bu yüzdendir ki değişim en temel düzeyde zihinden, yani düşünceleri değiştirmekten başlar.
“Düşüncelerine dikkat et çünkü onlar söz olur.
Sözlerine dikkat et çünkü onlar davranış olur.
Davranışlarına dikkat et alışkanlık olur.
Alışkanlıklarına dikkat et senin karakterini oluşturur.
Karakterine dikkat çünkü o senin kaderini oluşturur.
Kaderine dikkat et çünkü o senin yaşantın olur.”
Dalai Lama
Bu doğrultuda diyebilirim ki hayatımızı değiştirmek için davranışlarımızı değiştirecez ama ilk olarak dan hayatımızda, değiştirmek istediğimiz koşullara karşı bakış açımızı, yani düşüncelerimizi değiştirecez. Peki bakış açısı nasıl değiştirilir?
Bakış Açısı Nasıl Değiştirilir?
Bakış açısı, sizin bir olay veya olguya karşı olan düşüncelerinizdir ve bu hayatta her insanın her olay veya olguya karşı bir düşüncesi vardır. Bakış açısı insanın davranışlarını oluşturan en temel etkendir. Mesela futbola karşı “zaman kaybı, 22 adamın bir tane topun peşinde koşması” olarak dan baktığınızı düşünelim. Bu durumda siz, televizyonun karşısına geçip de gününüzün yarısını futbol maçları izleyerek geçirir miydiniz? Yani sizden bu şekilde bir davranış beklenir mi? Tabi ki de hayır. Nitekim siz en başta futbola karşı olumsuz bir bakış açısını sahipsiniz. Aynı şekilde sosyal olmaya, farklı farklı insanlarla muhabbet etmeye karşı “gereksiz, ne yapcam ben tanımadığım insanlarla tanışıp” tarzında bir bakış açısına sahipseniz sizden sosyal bir insan olma gibi bir davranış beklenir mi? Tabi ki de hayır. Çünkü yukarıda söylediğim üzere siz en başta “sosyal olmaya” karşı olumlu düşüncelere sahip değilsiniz.
İşte bu yüzden sevgili dostlar, değişmek istiyorsanız eğer ilk olaraktan bakış açınızı değiştirmelisiniz. Bakış açısını değiştirmek içinse değişim istediğiniz alanda yeni düşüncelere sahip olmalısınız.
Örnek üzerinden devam edecek olursak eğer diyelim ki sosyal bir insan olmak istiyorsunuz ancak sosyalliğe karşı olumsuz bir bakış açınız var. Bu olumsuz bakış açınızı değiştirmek için yapmanız gereken kendinizi sorgulamaktır.
Mesela kendinize sorun ki “Bu zamana kadar sosyal yaşamadım da ne elde ettim? Ne kazandım?” Veya futbol örneği üzerinden devam edecek olursak eğer “Bu zamana kadar sürekli maç izleyerkden ne kazandım? Bana yararı ne?” Bu ve benzeri sorular sizin yaptığınız eyleme karşı düşüncelerinizi değiştirir. Ve düşünceleriniz değişmeye başladıkça davranışlarınız da değişir. Neticede hayatınız değişmeye başlar.
Ayrıca bu soruları kendinize sorarken önemli olan bir diğer nokta da yaptığınız eylemleri sorgulamanız neticesinde kendinizin bazı gerçekleri idrak etmesidir. Nitekim kendinizin gerçekleri idrak etmesi en önemli değişim kaynağınız olur. Hatta bu doğrultuda söylenmiş, atalarımızın çok güzel bir sözü var “Bir musibet bin nasihatten daha iyidir” şeklinde. Kişiye herkes der ki “yapma, etme, tutma” kişi dinlenemez ancak başına bir olay gelir işte o zaman kendisi, o yapma denilen eyleminden vazgeçer. Çünkü artık yaptığı eylemin zararını kendisi idrak etmiştir.
Hayatınızda, değişim istediğiniz alanda, yapmış olduğunuz eylemleri sorgulamaya başladıkça, o eylemlere karşı yeni düşünceler geliştirdikçe artık o eylemlere karşı olan davranışlarınızı doğal olarak dan değiştirmeye başlarsınız. Mesela sosyal olmamanın size hiçbir fayda sağlamadığının ve sosyalliğin size birçok fayda sağlayacağı gerçeğinin farkına vardıktan sonra doğal olarak dan sosyal bir insan olmaya başlarsınız. Kendi isteğiniz ile gider kurslara yazılır, sosyalleşmek için fırsat ararsınız.
Aynı şekilde futbol takip etmenin sizin hayatınıza zerre fayda sağlamadığı gerçeğini idrak ettikten sonra artık futbol maçları izlemek yerine, geleceğinize fayda sağlayacak olan kitap okuma eylemini veya başka yarar sağlayan eylemleri gerçekleştirirsiniz. Neticede ise ne olur? Tabi ki de mevcut hayat koşullarınız değişmeye başlar ve hayatınız değiştikçe kendinize karşı olan düşünceleriniz, duygularınız da değişir. Önceden kendinizi “sosyal fobik” bir insan olarak dan görüyor iken artık kendinizi sosyal bir insan olarak görmeye başlarsınız. Buna inanırsınız. Futbolu takip etmeyi bırakıp yerine kitap okuma gibi kendinizi geliştirecek bir eylem koydukça yavaş yavaş sıradanlıktan kurtulduğunuzu ve daha kaliteli bir insan olduğunuzu düşünmeye başlarsınız. İşte değişimin ve gelişimin özü bu şekilde gerçekleşir.
Değişimi İstemek Neden Önemlidir?
Hayatta insanın bazı dönüm noktaları vardır ki insan bu dönüm noktalarını dönünce “keşke daha önce yapsaymışım” der. Ve artık bu noktadan sonra bu kişi, değişimin ne kadar önemli olduğunu anlamıştır. Çünkü o zamana kadar birçok değerli varlığı, girişimde bulunmadığı için kaybetmiştir! Zengin olmuş bir insanın “keşke ticaret yapmaya çok daha önceden başlasaymışım” dediği gibi.
Bu doğrultuda belki de sizler bugün bulunmak istediğiniz ancak bulunamadığınız girişimleriniz yüzünden birçok şey kaybediyor olabilirsiniz. Olamaz mı? Muhakkak olabilir! Bu yüzden değişimi istemek, değişmeye çalışmak, değişmek için kendi hayatınızı sorgulamak, yarın bugünden daha iyi olmak için mücadele etmek vb eylemleri gerçekleştirmek oldukça önemlidir. Ve bu eylemleri yapmak emek ve cesaret ister. Çünkü değişimin özünde mücadele etmek vardır ve bir bilinmemezlik durumu söz konusudur.
Toplumdaki insanların büyük çoğunluğunda değişim için mücadele edecek emek ve bilinmemezliğe girecek cesaret yoktur. Öyle ki birçok insan sadece 1 saat bile tek başına kalıp kendi hayatları, gelecekleri üzerine bile düşünememektedir. İnsanların gün içerisindeki eylemlerine bakıp bu gerçeği anlayabilirsiniz. İnsanların güç içerisindeki eylemleri;
-
Günde 10 saat karşı cinsle konuşmak veya düşürmeye çalışmak
-
Netflix izleyip kültürlenmek
-
Dedikodu yapmak
-
Ünlü hayatını takip etmek
-
Twitter’da veya Instagram’da ilgi toplamak
-
Ve tabi ki de en önemlisi Survıvor izlemek (!)
Emin olun birçok insanın günleri yukarıda saymış olduğum eylemleri yapmak ile geçmektedir. İşte araya yemek, uyku ve diğer ihtiyaçları karşılama da girince günü bitiriyorlar zaten. İşte bu yüzden diyorum birçok kişi değişim için emek sarf edemez diye. Ancak her şeye rağmen mevcut hayat koşulunu değiştirmek için yaptığı eylemleri sorgulayan, yeni düşünceler kazanmaya çalışan, davranışlarını değiştiren insanlar mevcut koşullarını değiştirerekten “keşke daha önce yapsaymışım, keşke daha önce bu girişimde bulunsaymışım” derler ve neticede kazanan olurlar. Diğerleri ise oldukları yerde saymaya devam ederek den “keşke daha önce bu girişimde bulunsaymışım” diyecek farkındalığa asla ulaşamazlar.
Bu yüzden hayatınızda kazanan bir insan olmak ve mevcut koşullarınızı hayat koşullarınızı daha iyiye çıkarmak için “değişimi” isteyin. Yaptığınız eylemleri sorgulayın ve sizlere yarar sağlayacak eylemler yapın. Bu sizin için daha faydalı olacaktır…
Çook guzel bir yazı ellerine sağlık dostum
İyi okumalar dilerim.