Hayatın içine girmiş olan bir yetişkin bir insanın, günlük zaman dilimlerinin büyük çoğunluğu para kazanmak için çalıştıkları işe ve uykuya gider. Günde 15 saate varan saatlere kadar çalışırız, sebebi ise sonunda belirli bir ücret alabilmektir. İster bir işletmede çalışan işçi olun, ister bir işletmenin sahibi olun fark etmez, hayatın içine girmiş ve parayı tanımış olan her birey zamanının büyük çoğunluğunu, para kazanmak için ayırır. Yani hayatının merkezine parayı koyar. Bu işlemi bazılarımız farkında olarak yapar, bazılarımız farkında olmayarak yapar.
Mesela bir işletmenin veya şirketin sahibi, parayı farkında olarak hayatının merkezine koyar. Ve parayı kazanabilmek için tüm kişisel zevklerinden vazgeçebilir ve ne onu kazanabilmek için elinden geleni yapar. Çünkü o kişi, paranın ne olduğunun farkındadır. Bir de parayı farkında olmadan hayatının merkezine koymuş insanlar vardır. Bu insanlar paranın gücünü bilmezler. Ancak hayatlarını devam ettirebilmek için para onlara da lazımdır ve onlarda parayı kazanabilmek için tüm kişisel zevklerinden vazgeçebilirler.
Bu iki tip insana örnek vermemiz gerekirse, mesela bir işletmede çalışan işçi için alacağı ücret çok önemlidir, Nitekim alacağı ücret ile evine ekmek götürecek, kira ödeyecek, çocuğuna kıyafet alacaktır. Yani o işçi için para kazanmak hayatının merkezinde olan bir eylemdir. Sabah uyanıp da şu cümleleri diyemez “Bugün canım uyumak istiyor, işe gitmicem.” çünkü işe gitmez ise para alamaz. Bu yüzden o kişisel zevkinden vazgeçer ve hayatının merkezine parayı koyaraktan işine gider. Bu örneğimizdeki kişi farkında olmadan parayı hayatının merkezine koyan kişidir. Bir de farkında olarak hayatının merkezine parayı koyan insanlar vardır. Bu insanlar paranın gücünü ve satın alabildiklerinin farkına varmış ve bilinçli zihinleri ile parayı hayatının merkezine koymuşlardır.
Peki bizler parayı neden hayatımızın merkezine koyarız? Neden vaktimizin büyük çoğunluğunu onu kazanmak için harcarız? Paranın gücü gerçek anlamda nedir? Para ile satın alabileceklerimiz nelerdir? Para zengin insanların söylediği gibi mutluluk getirmez mi? Bu makalemizde bu ve buna benzer sorulara cevap vericez.
YAZI İÇERİĞİ ;
Para
Sizlere paranın tanımını yapın desem, parayı nasıl tanımlardınız? İnsanoğlunun bulduğu ve yine insanoğlunun taptığı kağıt parçası olarak mı? Veya toplum organizasyonunun hareket etmesine fayda sağlayan en önemli yapı taşı olarak mı? Nasıl tanımlardınız bilemem ama tanımlamanızın ana teması ya paranın iyi bir şey olduğu üzerine olurdu ya da paranın kötü bir şey olduğu üzerine olurdu. Bundan eminim.
Bizlerin para hakkındaki düşünceleri paranın gerçeklerini ifade etmez, sadece para hakkındaki bizim doğrularımızı ifade eder. Para hakkındaki gerçekler dünyanın neresine gidersek gidelim aynıdır. Nasıl ki matematiğin bir gerçeği olan 4+4 dünyanın her yerinde 8’e eşit ise paranın gerçekleri de dünyanın her yerinde geçerli ve aynıdır. Peki biz sıradan insanlar paranın gerçeklerini ve paranın gücünü ne kadar tanıyoruz? Ve paranın gerçeklerini ne kadar tanımak istiyoruz?
Toplumdaki insanların büyük çoğunluğu parayı ve paranın gerçeklerini anlamıyor. Bunun en büyük sebebi ise toplumun büyük çoğunluğunun maddi olarak kırıntıdan başka bir şey görmemesinden kaynaklanıyor. Düşünün asgari ücretle çalışan bir kişi, paranın gerçek gücünü nasıl anlayabilecek? ( Araştırma, gözlem yapması hariç ) Anlayamayacak. Çünkü o para ile eline ne güç geçebilecek ne de varlık geçebilecek. Bu yüzden paranın gerçeklerini ve gücünü anlayamayacak.
Bizler çocukluğumuzda itibaren, para hakkında o kadar yanlış inançlar ile yetiştirildik ki paranın gerçeklerini ve gücünü anlayacak hiçbir bilgiye sahip olamadık. Bizlere çocukluktan yetişkinlik evresine gelene kadar, “Paranın mutluluk getirmediği, çok paranın haramsız olmayacağı, önemli olanın karnımızı doyurmak olduğu” anlatıldı.
Para hakkında bu inançlar ile büyütülen bizler, yetişkin olup hayatın içine girdiğimizde, hayatının merkezine parayı koymuş ancak bunun farkında olmayan bireyler olduk.
( Bkz: Modern Köle )
Paranın gerçeklerinin farkında olmayan bizler günümüzün yarısından fazlasını sevmediğimiz bir işte, belli bir parayı alabilmek için geçiriyoruz ve sonrasında para hakkında bir soru sorulduğunda “Paranın kötü bir olgu olduğu” hakkında edebiyat yapıyoruz. İşte para gerçeğinin farkında olmadığımız bu tarz kurduğumuz cümlelerden bellidir.
Sen çalıştığın o işte belli bir ücreti alabilmek için geçirdiğin mesai saatleri içinde, çocuğunun büyümesini göremiyorsun, hastalıktan yataktan kalkamadığın halde o ücreti alabilcem diye gidip çalışıyorsun, belki de gerçekten vasat insanların arasında sevmediğin halde mesai yapıyorsun, yani tam anlamıyla hayatının merkezine parayı koymuş ve onu kazanmak için her şeyi yapıyorsun, ama sonra teması “Para kötüdür, para mutluluk getirmez ” tarzında cümleler kuruyorsun. Çünkü hem küçüklükten gelen inançların hem de medya ( En çokta diziler ) sana paranın öcü bir şey olduğunu söylüyor ve sende bu yüzden hiçbir zaman paranın gerçeklerini ve gücünü göremiyorsun. Nitekim paraya yaklaşmıyorsun, inançların hep bu yönde; Paramı?? Benden uzak dursun, para varsa hayır yoktur vs … gibi inançlar senin para hakkındaki gerçekleri görmeni engelliyor.
Para Hakkında Gerçekler
- Para Güçtür
Para hakkındaki en büyük gerçek: Paranın, güç olduğu gerçeğidir. Bir insan da paranın artması ile doğru orantılı bir şekilde güçde artar. Bu güce siz ister, sosyal üç deyin, ister devlet içindeki güç deyin veya başka bir güç deyin fark etmez, paranın artmaya başladığı yerde güçte artmaya başlar. Dünya üzerindeki tüm devlet liderlerinin, kulüp liderlerinin, mafya liderlerinin en büyük güçleri parayı ellerinde bulunduruyor olmalarıdır. Çünkü para sayesinde kapitalist sistemde medyayı ,televizyon programlarını, güvenliği ve çevrenizde sizin adınızı çalışan insanları satın alabilirsiniz.
( Bkz: Kapitalist Sistem )
Medyayı satın almanız neticesinde dünyanın en b*k’tan insanı da olsanız, kendinize Robin Hood dedirtebilirsiniz. Güvenliği satın almanız neticesinde, fiziksel olarak dünyanın en güçsüz insanıda olsanız diğer insanların sizin üzerinizde şiddet uygulamasını engellersiniz. Para sayesinde kendi işlerinizi yaptıracağınız insanlar bulur ve sonucunda zaman ve emek gücü kazanırsınız. Bu yüzden bu para gerçeğini aklınızdan hiçbir zaman çıkarmayın; Para güçtür ve para sayesinde gücünüze güç katabilirsiniz.
- Para Ne Kadar Fazla İse O Kadar İyidir
Bizlere medya tarafından, paranın hep kötü insanlarda ve olduğu ve bu kötü insanların da para ile diğer insanlara zulüm ettiği veya bu kötü insanların paraları yüzünden huzurlu bir hayat süremedikleri, sürekli düşmanlarının olduğu ve bu düşmanları tarafından rahatsız edildikleri gösterilmiştir. Bizler bu yüzden farkında olmasak da hiçbir zaman çok paramızın olmasını istemeyiz . Çünkü bilinçaltımıza kodlamışığızdır eğer çok paramız olursa huzursuz olacağımız ve düşmanlarımızın olacağı hikayesi. Aslında gerçek bu şekilde değildir. Toplumdaki çoğu zengin insanın ne düşmanı vardır ne de belalı bir hayatı, tıpkı bizim gibi yaşıyorlar. Ancak zihinleri para konusunda temiz ve bu yüzden hayatlarına parayı çok rahat bir şekilde çekebiliyorlar.
Şunu unutmayın: Paranın iyi insanların elinde olması her zaman güzeldir. Belki bu iyi insanlar çok paraları sayesinde topluma çok fayda sağlayacak “Lösemi ile savaş” gibi bir dernek kuracaklardır. Bu yüzden “Paranın çok olması kötü değildir, kötü olan insan zihnidir” diyebiliriz.
- Para Varsa Da Problem Vardır Para Yoksa Da Problem Vardır
Bazı insanlarda şu şekilde bir inanç vardır; “Çok param olup derdim olacağına az param olsun derdim olmasın” Bu inanç çok sığ ve çok yanlış bir inançtır. Çünkü hayatta sadece zengin insanların problemi olmaz, fakir insanlarında parası olmadığı için çok problemi olur. Paranın çok olması veya paranın az olması sonucunda sadece yeni problemler ortaya çıkar.
Şunu unutmayın: Çok gelir demek, çok fazla problem demek değildir. Aynı şekilde az gelir az problem değil, yeni problemlere geçmenin uzun sürmesi demektir. Aylık 100.000 TL geliri olan bir insanın, istediği 5.000 TL’lik telefona ulaşma süresi bir günden daha az bir zamanken, asgari ücretle çalışan bir kişinin tam 2.5 ayını almaktadır.
- Para İle Mutluluk Satın Alabilirsiniz
Toplumda anlayamadığım, bana ironi gibi gelen inançlardan bir tanesi de “Para mutluluk getirmez” inancı ve söylemidir. Toplumdaki her bireyin ağzına sakız olmuş bu inanç, en büyük fakir edebiyatı kaynağımızdır. Bu inanç üzerinden fakir edebiyatı yapmayı severiz ama çalıştığımız iş yerinde çift mesai parası verilen günlerde ( bayramlar ) mutluluktan havalara uçarız, ekstra bir ücret daha alacaz diye. İşte işin ironi kısmı burada yatıyor. Hem tüm hayatımızın merkezinde gün sonunda alacağımız ücret duruyor ve o para için sevmesek de bizi sinirden deliye döndürse de yapmak istemediğimiz işleri yapıyoruz hem de “Para mutluluk getirmez” diye edebiyat yapıyoruz.
Şimdi fakir edebiyatı yapmayı bırakalım ve para ile satın alabileceğimiz şeylerin bizleri mutlu edip etmeyeceğini inceleyelim:
PARA İLE SATIN ALABİLECEKLERİMİZ :
- KONFOR
- ZAMAN
- SEYAHAT
- DAHA FAZLA PARA
- GÜVENLİK
- ANI- LAR
Geniş ve konforlu bir evde yaşamanız, dünya da en çok gitmek istediğiniz ülkelere, bölgelere seyahat etmeniz, hayat içinde karşınıza çıkan problemleri 1 ay gibi bir zaman yerine 1 günde halletmeniz, eski arkadaşlarınızı bir araya toplayabilecek maddi gücünüzün olması ve bu ve buna benzer durumlar sizi mutlu eder mi? Yoksa etmez mi? Sizi bilmem ama beni çok mutlu eder.
Büyük Şirketler Neden Paraya Para Katmak İsterler?
Büyük şirketler, paraya para katmak isterler, çünkü paranın en büyük gerçeğini, yani paranın eşitir güç olduğunu bilirler.
Dünyanın en büyük şirketleri: Apple, Microsoft, Coco Cola vs. Bir gün bile “Bugün de duralım, üretim yapmayalım” demezler. Sürekli olarak yarın bugünden nasıl daha fazla kazanabiliriz diye araştırma yaparlar ve çalışırlar. Mesela Apple Şirketi yeni telefonunu piyasaya sürdükten hemen sonra yeni çıkaracakları telefon hakkında bilgi verir, Coca Cola şirketi sürekli olarak televizyonlarda daha fazla satış yapabilmek için reklam verir. Yaptıkları bu tanıtımların, reklamların, araştırmaların amacı daha fazla kazanabilmektir.
Kazandıkça, bir sonraki güce ulaşabilceklerdir. Bu güce ulaşma istekleri, Apple Şirketi için belki de dünya teknolojilerini yönetmek olurken, Vestel Şirketi için Türkiye teknolojilerini yönetmek, Türkiye teknolojisinde lider olmak olabilir. İkisinin de amacı, kendi çaplarında en büyük güce ulaşmak istemeleridir.
Paraa sayesinde güce ulaşma çabasını her sektöre genelleyebiliriz. İster film sektörü olsun, ister müzik sektörü olsun, ister ilaç sektörü olsun fark etmez. Çekilen diziler, filmler en çok izlenmek ve bu sayede en çok hasılatı elde etmek için çekilir. Yapılan müzikler en çok dinlenilmek ve bu sayede en çok parayı kazanmak için yapılır. Üretilen ilaçlar bile bizleri tam iyileştirmeyip, yarı hasta bırakır ki devamlı o ilacı satın alalım.
Kısacası anlayacağınız üzere, paranın gerçeklerini anlamış şirketler, güce ulaşmak için en çok parayı kazanmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Bizlerin günümüz ücretleri ile ömür boyu çalışsa da kazanamayacağı parayı 1 günde kazanan şirketler, bilinçli bir şekilde parayı hayatlarının merkezine koyuyor ve her gün biraz daha fazlasını kazanabilmek, kendilerini büyütebilmek için ellerinden geleni yapıyorken, bizlerin para hakkında fakir edebiyatı yapması, paranın kötü bir şey olduğunu dile getirmesi tam anlamı ile ironidir. İşin daha daha ironi kısmı ise fakir edebiyatı yapıp gururlandıktan sonra, 6 aylık net maaşımızı Apple şirketinin bir telefonuna vermemizdir (!)
Para Hakkında Tavsiyeler
- Parayı bilinçli bir şekilde hayatınızın merkezine koyun! Yetişkin bir birey olduktan sonra para konusunda iki seçeneğiniz var: Parayı ya bilinçli bir şekilde hayatınızın merkezine koyacaksınız ya da bilinçsiz bir şekilde hayatınızın merkezine koyacaksınız. İki seçeneğinizden hangisini seçerseniz ona göre sonuçlar sizi bulacaktır. Mesala parayı bilinçli bir şekilde hayatınızın merkezine koymanız neticesinde, cebinizdeki para da katlanacak toplum içindeki saygınlığınız da katlanacak. Parayı bilinçsiz bir şekilde hayatınızın merkezine koymanız halinde, yıllar boyu aynı oranda ücret, aynı oranda yaşam kalitesi, başkaları için kendi hayatınızı yaşayamama gibi sonuçlar sizi bulacaktır.
- Paraya Saygı Duyun: Bu hayatta paranın tüm gerçeklerini bilmenize rağmen çok paranızın olmasını istemeyebilirsiniz veya bu bu yönde hareket etmek sizlere çok zor gelebilir. Ne olursa olsun bir kişi az para kazansa da çok para kazansa da paraya her zaman saygı duymalı. Çünkü belli bir miktar parayı kazancaz diye çocuğumuzun büyümesini göremiyoruz, vücudumuzun dinlenmeye ihtiyacı oluğu zamanlarda yatağımızdan kalkıp işe gidiyoruz. Kısacası o belli miktar parayı kazanabilmek için gerçek anlamda fedakarlık yapıyoruz. Bu yüzden cebimize giren her kuruşa saygı duymalı ve paramızı sağlıklı kullanmalıyız.
- Ulaşabileceğiniz Miktarı Belirleyin: Şuan asgari ücretle bir işyerinde çalışıyor olabilirsiniz, işiniz olmayabilir ve meteliksiz dahi olabilirsiniz. Bu gerçekler sadece sizin şuanda olduğunuz durumu gösterir, geleceğinizi değil. Sizin gelecekte çok para kazanmak için yapıcağınız ilk iş ticarete atılmak olmalıdır. Bunu yapması söylemesi kadar kolay değil biliyorum ama ne olursa olsun ufakta olsa kafanız da bir sayı belirleyin ve belirlediğiniz sayıya ulaşmak için para birikimi yapın. O ulaşmak istediğiniz sayı sizin ticarete atılmak için kullanacağınız para miktarı olsun.
- Fakir edebiyatı yapan insanlardan uzak durun! Dünya üzerinde 134,000,000,000,000 dolar ( trilyon ) para vardır. Param yok diyenlerin kendi zihinleri paralarının olmadığına inanmıştır. Eğer siz paranın size akması yönünde hareket ederseniz ( Ticaret yapmak gibi ) para size akmaya başlayacaktır.
- Gereksiz Harcamalarınızdan Kurtulun: Gereksiz harcamalarınızdan kastım, kişisel zevklerinizdir. Hatta zevk bile değil sadece modern dünyaya ayak uydurmak için yaptığınız gereksiz harcamalarınız. Mesela Starbuks’a gidip kahveye 20 TL vermek gibi veya iddaa oynamak gibi. Bu türden harcamalarınız sizlere ne zevk verir ne de katkı sağlar. Bu türden harcamalarınız ile sadece kapitalist sistemi beslersiniz. Gereksiz harcamalarınızı ulaşmak istediğiniz miktar için biriktirin.