Hayat içerisinde, ister maddi anlamda olsun, ister manevi anlamda olsun herhangi bir varlığa sahip olabilmek için ilk olaraktan harekete geçmemiz, bir şeyler yapmamız gerekir. Nitekim çok basit düzeyde bir örnek vermem gerekirse herhangi bir kişinin, karnını doyurabilmesi için ilk olaraktan ağzını açması, sonrasında ağzına aldığı besini çiğnemesi ve yutması gerekir. Eğer kişi çok basit olan bu eylemleri yerine getiremez ise karnını doyuramaz.
İşte, hayatta herhangi bir varlığa ulaşmak da bu basit örnekte olduğu şekilde işler. Sizlerin bugün, istediği varlığa ulaşabilmesi için ufakta olsa bazı adımları atması, yani harekete geçmesi gerekir. Ve zaten bir hedefe, atılan adımların miktarının artması sonucunda ulaşılır.
Binlerce kilometrelik bir yolculuk bile tek bir adımla başlar. Lao Tzu
Hedeflerimize, isteklerimize ulaşmada harekete geçmek ne kadar önemli olsa da günümüzde yüzlerce insan harekete geçmemektedir. Daha doğrusu harekete geçmek için o mükemmel anın gelmesini beklemektedir. Peki insanlar neden harekete geçmek için mükemmel anın gelmesini beklemektedir? Bunun sebebi nedir?
YAZI İÇERİĞİ ;
Mükemmel Anın Gelmesini Bekleyen İnsanın Anotomisi
Harekete geçmek için mükemmel anın gelmesini bekleyen insanlar, mükemmel anın ( ortamın ) gelmesini beklemekten ziyade mükemmel hissetmeyi beklemektedirler. Yani mükemmel anın gelmesini bekleyen insanların aslında, harekete geçmek için, uygun koşulların oluşmasını beklemelerinden ziyade kendilerini daha cesur, daha hazır, daha motive hissedebilmeyi beklemeleridir.
Bu insanların harekete geçmemesindeki sebep de burada yatmaktadır; çünkü bu insanlar, harekete geçmeye karşı daima yanlış bir stratejinin içerisindedirler. Bu strateji, olumsuz duygu ( korku, kaygı, stres vb. ) hissedilen olaylar ile karşılaşınca, olayın içine o an girmek yerine oradan uzaklaşmak ve daha sonra daha iyi hissedilen bir zamanda o olumsuz hissedilen olayla yüzleşmeye yöneliktir. Günlük hayatımızda bunun örneği çok fazladır.
Mesela ders çalışması gerekirken, strese maruz kaldığı için ders çalışmayı bırakan ve ders çalışmak için kendisini iyi hissetmeyi bekleyen bir öğrenci, tipik bir “mükemmel an” hastalığına yakalanmış bir kişiye örnektir. Aynı şekilde, sigarayı bırakmayı düşünen bir kişi de genellikle kendisinin hazır olacağı anı bekler durur. Bu durumda tipik bir “mükemmel an” hastalığına örnektir.
Kısacası mükemmel anı bekleyen insanın anatomisinde, harekete geçmek için kendini iyi hissetme koşulu vardır. Eğer kendisini iyi hissetmiyorsa harekete geçmemektedir. İşte bu durum, yani “kişinin iyi hissetmeden harekete geçmemesi” durumu, bir insanın gelişiminin önündeki en büyük engeldir. Çünkü gelişim, kişiye iyi hissettirmeyecek, olumsuz duyguların arkasındadır. Gelişmek için ilk olaraktan o olumsuz duygulara maruz kalmamız gerekmektedir. Bu her konuda böyledir.
- Özgüven kazanmak için ilk olaraktan korku duygusu ile yüzleşilmesi gerekir. (Olumsuz )
- Bir konuda öznel bilgiye ulaşmak için, çalışmaktan bunalmış olmanıza rağmen çalışmaya devam etmeniz gerekir. (Olumsuz)
- Kaslarınızı geliştirebilmeniz için, ilk olaraktan kaslarınızı belirli bir strese maruz bırakmanız gerekir. ( Olumsuz )
Vermiş olduğum örneklerden anlayacağınız üzere, bu hayatta herhangi bir varlığı kazanmadan önce muhakkak ki bazı olumsuz duygulara maruz kalırsınız. İşte bu noktada açıkça şunu söyleyebilirim ki eğer sizler hedefiniz doğrultusunda ilerlerken, karşılaşacağınız olaylarda, olumsuz duygulara maruz kalmamak için harekete geçmeyerek olduğunuz yerde kalmaya devam ederseniz ve “kendimi hazır hissettiğimde harekete geçerim” zihniyetinde olursanız hiçbir şekilde gelişemezsiniz. Çünkü harekete geçmek için gelmesini bekleyeceğiniz o mükemmel an hiçbir zaman gelmeyecektir. Ta ki siz harekete geçene kadar.
Kendinizi Nasıl Harika Hissedebilirsiniz? O Mükemmel An Nasıl Gelir?
Kendinizi herhangi bir olay, olgu karşısında hazır, motive, cesur hissedilmeniz için yapmanız gereken tek eylem: kendinizi hazır hissetmediğiniz halde harekete geçmektir. Evet “Kendimi nasıl harika hissedebilirim?” sorusunun en etkili tavsiyesi budur. Nitekim hayat içerisinde sergilediğimiz davranışların oluşturduğu birçok duygu söz konusudur.
Mesela örnek vermem gerekirse “özgüven patlaması yaşadım” tabirini birçoğunuz duymuştur. Peki insanlar bu söylemi neden kullanırlar? Cevap olaraktan şunu söyleyebilirim ki; insanlar bu söylemi kullanırlar, çünkü bu söylemi söylemeden önce çok korktukları bir olay ile yüzleşmişlerdir ve netice bu yüzleşmeyi başardıkları için kendilerini harika hissetmişlerdir. Tahmin ediyorum ki sizin de hayatınızda bu tabiri kullandığınız durumlar olmuştur.
Bu durumları hatırlamaya çalışın ve o harika duyguyu nasıl hissettiğinizin farkına varın. İşte hayatınızda, istediğiniz hangi olumlu duyguyu yaşamak istiyorsanız “özgüven patlaması yaşadım” dediğiniz veya diyebileceğiniz olaylardaki davranışlarınıza benzer şekilde hareket etmelisiniz. Yani o mükemmel anın gelmesini beklemeden, olumsuz hissettiğiniz duygulara rağmen harekete geçerek. Eğer özgüven duygusunu hissetmek istiyorsanız korkunuza rağmen hareke geçin, kendinizi bir olay karşısında motive hissetmek için motive olmadığınız halde harekete geçin ve sonrasında o motivasyon duygunuzun nasıl artığının farkına varın. Evinizde yatarak, ne motivasyon ne özgüven, ne cesaret duygusu ayağınıza gelmez. Bu duyguları kazanmak için sizin harekete geçmeniz gerekir.
Toplumdaki insanların büyük çoğunluğu, yukarıda anlattığım şekilde olumlu duyguları nasıl kazanacaklarını bilmez ve sadece oturdukları yerden hissettikleri olumsuz duygulara odaklanmaya devam ederler; “ders çalışma isteğim gelmiyor, insanlarla konuşma isteğim gelmiyor, para kazanma isteğim gelmiyor vs.” gibi. Çevrenizden sürekli olarak duyduğunuz bu ve benzeri söylemler, insanların sadece olumsuz duygulara odaklandıklarına en güzel örnektir. Ancak söylediğim üzere bu döngünün içinden çıkmanın tek yolu, olumsuz hissetmenize rağmen harekete geçmektir.
Hedef Belirlemeden Harekete Geçmeyin!
Harekete geçmek her ne kadar kendinizi iyi hissetmek, maddi ve manevi varlıklara sahip olmak için en etkili yol olsa da kendi başına etkisi pek fazla sürmez. Çok kısa bir zamanda kaybolur. Bunun içindir ki harekete geçileceği zaman kesinlikle hedef belirlenmeli ve bu hedef doğrultusunda planlar yapılmalıdır. Nitekim hedef belirlediğiniz zaman bir amaca bağlanmış olursunuz. Hedef doğrultusunda oluşturduğunuz planlar sayesinde ise gün içerisinde odak noktanız büyük oranda hedefiniz doğrultusunda olur. Ve bu durumlar neticesinde, harekete geçtiğiniz zaman pes etme eğiliminde olmazsınız.
Birçok insan harekete geçtikleri zaman hissettikleri o olumlu duyguların etkisi ile bir hafta gibi bir mücadele ettikten sonra pes etme eğiliminde olmaya başlar. Çünkü önlerinde ulaşacakları bir hedef yoktur. Zihinlerine gelen “amacın ne?” gibi sorulara cevap veremezler. Bu da onların pes etme eğiliminde olmalarına en büyük etkendir. Bu yüzden hedef belirlenmesi ve plan yapılaması gerekir. Ancak hedef belirlerken ve plan yaparken dikkat etmeniz gereken 3 önemli husus vardır;
- Ayrıntılı olmalıdır:
Burada ayrıntıdan kastım, hedefiniz doğrultusunda sergiliyeceğiniz belli başlı davranışları, plan tablonuzda ayrıntılı olarak belirtmenizdir. Mesela kilo verme gibi bir hedefiniz var diyelim. Bu hedefinizi ulaşmak içi kısa vadeli planınız, 30 gün boyunca her gün 5 km yürümek olsun. Bu şekilde kısa vadeli bir planda yapmanız gereken , önünüzdeki 30 günde, her gün 5 km yürüyeceğinizi bir kağıda yazmanız ve her gün 5 km yürüdükten sonra o kağıda gelip tik atmanızdır. Sonrasında ikinci ay bu tempoyu artırıp yeni hedefinizi koymalısınız, “İkinci ay her gün 7 km yürüyeceğim.” gibi.
Hedefiniz doğrultusunda oluşturacağınız plan tablosunu, bu şekilde hazırlamanızın sizlere sağlayacağı fayda; sizleri gereksiz stresten ve bilinmemezlikten kurtarması olacaktır. Çünkü gelecekte hedefiniz doğrultusunda hangi eylemleri yapacağınızı bilmeniz, sizlere “Yarın ne yapsam? Ne yapmalıyım?” stresinden ve bilinmemezliğinden kurtaracaktır.
2. Ölçülebilir olmalıdırlar:
Hedeflerimizi ve planlarımızı “zaman ve nicelik” bakımından ölçülebilir hale getirmeliyiz; çünkü “ileride daha sağlıklı olucam” demenizin, beyniniz için hiçbir anlamı yoktur. Nitekim bu tarz bir söylemde belirsizlik söz konusudur. Mesala zaman bakımından ne zaman sağlıklı olucan? Kesin tarih ne? Hangi eylemleri gerçekleştiricende sağlıklı olucan? Bu ve benzeri soruları, bilinçaltı zihninize, yani kendinize açıklamadan , sağlıklı bir plan ve hedef oluşturmuş olmazsınız. Daha doğrusu ne bir hedef ne de bir plan oluşturmuş olmazsınız.
İnsanların büyük çoğunluğu “gelecek ay spora başlıyacağım” dediklerinde bir hedef belirlediklerini düşünürler. Halbuki bu hedef belirleme falan değildir. Kişi sadece bu söylem sayesinde kendisini kandıraraktan rahatlatır. Tabii bunun da kişiye hiçbir faydası yoktur. Bu yüzden hedefinizin ve bu doğrultuda oluşturduğunuz plan tablonuzun ölçülebilir olup olmadığına dikkat edin.
Zaman ve nicelik açısından ölçülebilir, bir hedefe örnek vermem gerekirse:
- 1 Yıl içerisinde 50 tane kitap okumak.
- 1 Ay içerisinde 50 farklı insanla tanışmak
- 6 ay içerisinde 50.000 TL para yapmak
3. Gerçekçi olmalıdırlar:
Hedef belirlerken ve plan oluştururken dikkat etmeniz gereken bir diğer önemli husus da belirleyeceğiniz hedeflerin ve oluşturacağınız planların gerçekçi olmasıdır. Yani planlarınız ve hedefleriniz ütopik düzeyde olmamalıdır. Mesela 1 yılda 100.000 kitap okumak gibi bir hedef ve bu hedef doğrultusunda oluşturulan planlar tamamen ütopiktir. İnsanın, oluşturulan bu hedefe ve plana sadık kalması mümkün değildir. Bu yüzden planlarınız gerçekçi olmalıdır.
Belirleyeceğiniz hedefin ve bu doğrultuda oluşturacağınız planın yukarıda bahsettiğim 3 prensibe de uygun olması gerekmektedir. Eğer uygun olmaz ise etkili ve yapıcı bir plan oluşturmuş olamazsınız. Etkili ve yapıcı bir plan olmadan da harekete geçtiğinizde pes etme eğiliminde olursunuz. Son olarak sizlere şunu söylemek istiyorum ki; “Hayat içerisinde harekete geçmek için ilham perilerinin, isteğinizin, arzunun gelmesini beklemeyin. İsteksizde olsanız hedefinizi, planınızı belirleyin ve harekete geçin.” Emin olun ki harekete geçtikten sonra o istediğiniz enerjinin, motivasyonun size geldiğini hissedeceksiniz…