Kitap okumak ; Gün içerisinde ” Yürümek, film izlemek, su içmek ” gibi gerçekleştirdiğimiz onlarca eylemlerden sadece bir tanesidir. Ancak kitap okuma eylemi, öyle diğer eylemler kadar basit görülecek bir eylem değildir.
Nitekim kitap okumak, insanın yeni fikirler ve düşünceler keşfedeceği, bu düşünceler sayesinde konfor alanından çıkacağı, neticede yeni bir hayat kurmasına yol açacak olan bir eylemdir. Toplum içerisindeki bazı insanların “Bir kitap okudum hayatım değişti” sözleri, kitap okuma eyleminin basite alınılmayacak bir eylem olduğunu ve hayatımızı değiştirebilecek anahtarı bizlere verebileceğini kanıtlar .
Hangi eylem bir insanın hayatını olumlu yönde baştan aşağı değiştirebilir ki? Çok az sayıda eylem insanın hayatını olumlu yönde etkiler. Nitekim eylemlerimizin çoğu bize zarar verir.
Mesela “Televizyon izleme” eylemini ele alalım; insanların televizyonlarda izlediği dizilerin büyük çoğunluğu, insanların bilinçaltı zihnine yanlış ve zarar verecek öğretiler gönderir. Tabii ki Tv başında uyuyan halk genellikle bu yanlış öğretilerin farkına varamaz. Ancak insanların farkına varamadığı bu olumsuz öğretiler, onların hayatına olumsuz yönde etkiler.
Mesela günümüzde bir kişinin çukur dizisini izleyip de belinde silah veya bıçak taşıması ve bu doğrultuda bir kişiye saldırması oldukça yüksek bir ihtimaldir; çünkü kişi, farkında olmasa dahi izlediği filmden aldığı mesajlar bu yöndedir.
Neticede alınan bu mesajlar, kişinin kendisine ve başkalarına zarar vermesine yol açabilir.
Hayatta bizlere zarar veren birçok eylem vardır; ancak burada bizlere zarar veren eylemlere değil, faydası olan eylemlere odaklanmamız bizim yararımıza olur. Kitap okumak, bizlere değer katan, en faydalı eylemlerden birisi olmasına rağmen Türkiye de kitap okuma oranı çok düşük düzeydedir.
Peki bizlere değer katan, hayatımızı olumlu yönde değiştirecek olan bir aktiviteyi, eylemi gerçekleştirirken neden zorlanırız Yani kitap okumanın kanıtlanmış faydalarını bildiğimiz ve kitap okumak istediğimiz halde neden kitap okumayız? Bu sorunun cevabı ilkel beynimiz ile alakalıdır.
Kitap Okumak İstiyorum, Ancak Başlayamıyorum, Neden?
Hayatımız içerisinde, herhangi bir eyleme başlamak istediğimizde, kendimizi stresli, bunalmış, kaygılı hissetmemizin ve yapmak istediğimiz eylemi ertelemek istememizin nedeni; İlkel beynimiz ile alakalıdır. Pek ilkel beyin nedir? İlkel beynin ne olduğunu açıklamadan önce, beyin ile alakalı bazı bilgileri paylaşmak istiyorum. Nitekim bu bilgiler “İlkel beyni” daha iyi anlamamıza yardımcı olacak.
Beynimiz, yukarıdan aşağıya 3 katmadan oluşur. Bu katmanları bilim insanları, “Yeni beyin”, “Orta beyin” ve “İlkel beyin” olarak isimlendirmişlerdir. Yeni beynimizle mantık yürütürüz. Orta beyin, bizim duygusal dünyamızı yönetir.
İlkel beynimiz ise, tehlikelerden korunmak, kendimizi savunmak, üremek, yemek yemek gibi en ilkel ihtiyaçlarımızı yöneten beynimizdir. Bilim insanları, bilinçaltımızın gerçek patronunun ilkel beynimiz olduğunu söylerler.
İlkel beyine, ana temadan bakacak olursak, ilkel beyin hayatta kalma ve enerji programlama üzerine kurulmuştur . İlkel beynin, enerji programlama üzerine kurulmuş olması, bizlere herhangi bir eyleme başlayacağımız zaman neden kaygılı, stresli hissettiğimizi açıklar; çünkü ilkel beynimiz hayati bir durum söz konusu olmadığında asla enerji harcamak istemez. Daima enerjisini korumak ister.
Bu doğrultuda kitap okumak, spor yapmak gibi eylemler enerji isteyen eylemler olduğu için kendimizi ilk işe başladığımız anlarda kötü hissederiz; çünkü kitap okumak, bilgili bir insan olmak, yeni bilgiler edinmek gibi eylemler, ilkel beynimizin umrunda değildir. O enerjisini korumak ve içgüdülerini devam ettirmek ister. Hayallerimizi, hedeflerimizi, yeni olacağımız insanı önemsemez .
Olayı daha iyi anlayabilmek için , şu şekilde bakın; İçinizde birisi var ve hiçbir şey yapmak istemiyor. Sadece en temel dürtüleri gerçekleştirmek ve enerjisini korumak istiyor . Tek önemsediği şeyler, bunlardan ibaret . Bu yüzden sizler bilinçli zihniniz ile kendiniz adına güzel bir eylemde bulunacağınız zaman ( Kitap Okumak gibi ) aslında ilkel beyninizden ötürü kendiniz ile mücadele eder ve kendinizi kötü hissedersiniz. Bu yüzden, ”Kitap okumak istiyorum; ama başlayamıyorum “ demek yerine direkt olarak okumak istediğiniz kitapları alın ve o anda okumaya başlayın.
Kitabın 10 sayfasını bitirdikten sonra geri kalan sayfaları da çok rahat bitirirsiniz. Nitekim 10 sayfayı okuduktan sonra üzerinizdeki ataleti kırmış olursunuz ve “ Kitap okumak istiyorum; ancak başlayamıyorum” sorununun, çözümü de budur; yapmak istemediğiniz halde yapmaya başlamak. Ancak sizler, kitap okuma eylemini veya size yarar sağlayacak olan herhangi başka bir eylemi, yarın yapıcam diye ertelerseniz, o eylemi bir daha yapmazsınız. Ayrıca belirli bir yaşa ulaştıysanız, ertelediğiniz hiçbir işi yapmadığınızı fark etmişsinizdir zaten.
Unutmamak gerekir ki hayatta bir işin en zor kısmı, başlamaktır. Başlanılmış olan bir eylemin devamı, çok hızlı bir şekilde gelecektir; ama dediğim gibi başlamak en zor olan kısımdır.; çünkü bir işe ilk başlayacağımız zaman, ortada çok fazla bilinmemezlik söz konusudur. Bu bilinmemezlikleri, düşünerek, araştırarak, yani enerji harcayarak çözeceğiniz için ilkel beyniniz harekete geçmek istemez.
Bir işe, eyleme başladıktan sonra ise belirsizlikler ortadan kalkmaya başladığı için size yarar sağlayan eylemlerden çok daha fazla zevk almaya başlarsınız .
Mesela kitap okuma alışkanlığı kazandıktan sonra kitap okumak birden en büyük hobiniz olur. Bu alışkanlığın hayatınıza bu kadar hızlı girdiğine siz bile şaşırırsınız.
Yine de kitap okuma alışkanlığı kazanabilmeniz için sizlere vereceğim tavsiye, sevdiğiniz konular üzerinden kitap okumanız olur.
Misal siz bilim kurguya karşı merakınız var ise internete ” en iyi bilim kurgu kitapları ” veya tarih seviyorsanız ” Tarih kitapları ” gibi aramalar yapın. İlk olarak, en çok okunan kitaplardan başlayın; çünkü en çok okunulan kitaplar toplumun büyük çoğunluğu tarafından beğenilen kitaplardır.
Beğenilen kitaplar ise kaliteli kitaplardır ve bu kitapları sıkılmadan okursunuz.